Rojova müzakeresi
İlki açlık grevleri, ikincisi ise seçimin gölgesinde kaldı... Aslında bir süredir Ankara siyasetinin kulislerinde fısıltılı da olsa konuşuluyordu. Ya da sorularla sondaj yapılıyordu...
Özellikle ABD Başkanı’nın Suriye Özel Temsilcisi James Jeffry’nin, geçen ay önce Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nda ardından da Ortadoğu Enstitüsündeki açıklamaları ile bu sondaj daha da yoğunlaştı.
O dönemde ne terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan ile avukatlarının ilk görüşmesi söz konusuydu ne de sonrasındaki mektup olayı...
Jeffry, bu açıklamalarında Türkiye ile Suriye’nin kuzeyine hakim olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında görüşmelerin devam ettiğini, “prensipte bir anlaşmaya varıldığını” belirtti.
Komisyonda yöneltilen “Başkan Trump, Başkan Erdoğan’a ne söz verdi?” sorusuna yanıtı ise şöyle oldu:
“Başkan, Suriye Demokratik Güçleri’nin çoğu unsuru ve PKK arasında geçmişe dayalı ve siyasi bağın farkında… Güvenli bölge oluşturulması için Türklerle ve yerel ortaklarımızla çalışıyoruz. Sadece yerel kolluk gücünün görev yapacağı, bizim ve Türklerin de yakından gözleyeceği bir plan. Türklerle ve SDG ile görüşüyoruz ama henüz bir anlaşmaya varmadık…”
TÜRKİYE’NİN HASSASİYETİ