"Cellat havası!"
Rasim Özdenören, çok sevdiği Dostoyevski'nin, "Budala" romanında karşısına çıkan, "Gerçekten de tablonuz için benden bir konu istediğinizde şöyle bir öneride bulunmayı...
Rasim Özdenören, çok sevdiği Dostoyevski'nin, "Budala" romanında karşısına çıkan, "Gerçekten de tablonuz için benden bir konu istediğinizde şöyle bir öneride bulunmayı düşünmüştüm size: İdam sehpasında ayakta duran bir idam mahkumunun başını giyotinin altına koymadan bir dakika önceki yüzünü..." cümlesini okuduktan sonra mı "Yüzler" kitabındaki "İdam Mahkumunu İnfazdan Önceki Yüzü" bölümünü yazmaya karar verdi bilmiyorum ama ben onun kitabında yer alan "Celladın Yüzü" yazısını okuduktan sonra bu yazıyı yazmaya karar verdim. "Giyotin Üzerine" adıyla dehşet bir deneme yazmış olan Albert Camus'nun da "Darağacı Üzerine" aynı ustalıkla uzun bir deneme yazmış olan Arthur Koestler'in de on parmağında kırk marifet Michel Foucault'nun da idam cezası üzerine yazdıklarını okurken gördüm; aslında iki kurban vardır darağacında; biri biraz sonra hayata veda edecek olan mahkum, öteki biraz sonra canını alacak olan cellat...