Dünden bugüne İstiklal Marşı!
Habertürk Gazetesi Yazarı Muhsin Kızılkaya’nın bugünkü (01.05.2022)''Dünden bugüne İstiklal Marşı!’’ başlıklı yazısı.
Güneşin kâr etmediği, soğuğun böyle insafsızca dokunduğu, dokunduğu yeri de yıprattığı Ankara’nın soğuk, gri bir kış gününde Mehmet Akif’in bir sene kaldığı evi, müzeye dönüştürülmüş olan Ulucanlar Cezaevini görmek için Hamamönü civarlarında dolaşıyorduk bir arkadaşımla birlikte.
Oralar hepten elden geçmiş. Eski izbe, harabe, döküntü evler restore edilmiş, adeta eski bir Ankara yeniden inşa edilmiş.
Bir anda kendimizi Mehmet Akif Ersoy’un; Gazinin çağrısı üzerine Ankara’ya geldiği Nisan 1920’den Mayıs 1921 tarihine kadar yakın arkadaşları Hasan Basri (Çantay), Müftüzâde Abdülgafur (İştin) ve Mehmet Vehbi (Bolak) ile birlikte kaldığı Tâceddin Dergâhı’nın selamlık binasında önünde bulduk. Akif, “Safahat”ın altıncı kitabı “Âsım”ı burada tamamlamış, “İstiklâl Marşı”nı, “Süleyman Nazif”i ve “Bülbül” şiirlerinin tamamını ise burada yazmıştır.
Eski haline ne kadar bağlı kalınsa da hemen hemen her şehirde aynı malzemenin kullanıldığı, cilalı ahşabın ön plana çıktığı, boyası badanası temiz, kiremiti kırmızı, çok uzaktan, eskiyi günümüze getiriyoruz diye bağıran mekanların restore edilmiş halleri nedense bana hep hüzün verir. Sanki mekanın bu halinden bir önceki halinde, orası her ne ise, orada yaşamış kişiden kalan son izleri de süpürüp götürmüşler gibi gelir bana.