Dut Ağacı!
Penceremizin önünde bir dut ağacı var. Öyle büyük bir ağaç değildir. Ama her sene öyle dut tutar ki, ağacın beli bükülür, taşıyamadığı ağırlıktan dalları salkım saçak yerlerde sürünür...
Ağacın bu haline acımış olmalı ki, sitenin bahçıvanı, bu sene tamamen budadı ağacı. Gövdesi ve birkaç ana dalı kaldı. Kestiği uçlara da bir şeyler sürmüş olmalı; şimdi ağacın her yerinden ufak ufak filizler çıkmaya başladı.
*
Öğretmeni çevreyle, doğayla ilgili bir ödev vermişti oğluma.
Nasıl bir ödev yapalım diye birlikte düşünürken fikir ondan çıktı.
Penceremizin önündeki dut ağacının bu halinden başlayarak sık aralıklarla fotoğraflarını çekecek.
Ta ki, tekrar eski halini alıncaya kadar.
Bu da sanırım haziran sonunu bulur.
Bakalım, bekleyip göreceğiz; fotoğraflar nasıl bir film çıkaracak ortaya?
*
Dut ağacı deyince hasrete benzer bir şey belirir içimde... Tam kavuşacakken, elinden alınan sevdiğin bir şeyin sende geride bıraktığı özlem gibi bir şey mesela...