"Hemşerim nereye?"
Oğuz Atay'ın aynı zamanda kendi hocası da olan Prof. Mustafa İnan'ı anlattığı biyografik romanı "Bir Bilim Adamının Romanı" şu paragrafla açılır:"Orta boylu, esmer ve ürkek bakışlı genç bir adam, üniversitenin büyük kapısı önünde durdu; ilkyazın sıcak günlerinden biriydi.
Yakasını gevşeten bu kılıksız gencin, büyük kapının gerisindeki serinliğe sığınmak istediğini sezen ve çatık bakışlarıyla koyu renk elbiselerinden görevli olduğu anlaşılan biri yolunu kapadı: "Nereye hemşerim?" 'Nereden hemşeri oluyoruz?' diye düşündü esmer genç. "Hemşeri olsak yolumu keser miydin?' (....)"Bu paragrafı okuyuncaya kadar meseleye böyle bakmamıştım. Sahiden hemşeriysek eğer, yolumuzu kesen bekçi, memur, kapı görevlisi, her neyse neden bize "hemşerim" diye hitap ettikten sonra hiç düşünmeden "bir yabancı" muamelesi yapar ki? İnsan hemşerisine böyle davranır mı?