Şairin şiirine ettikleri veya iki şairin dostluğu!
TBMM'nin yüksek tavanlı, zemini mavi halı kaplı, birkaç metre yükseklikte raflarla dolu, arayacağın her kitabı masana getirdikleri büyük pencereli, ferah kütüphanesine girdim; içerde bir yığın meraklı...
TBMM'nin yüksek tavanlı, zemini mavi halı kaplı, birkaç metre yükseklikte raflarla dolu, arayacağın her kitabı masana getirdikleri büyük pencereli, ferah kütüphanesine girdim; içerde bir yığın meraklı okur vardı, asap bozucu bir sessizlik hakimdi her yere, "Ankara'ya usul usul kar yağıyordu"; görevliden "Hisar" dergisinin 1952 tarihli cildini istedim ve iki günden beri okumakta olduğum Sezai Karakoç'un anılarını kaldığım yerden okumaya devam ettim. Görevli biraz sonra mavi kaplı, fazla kalın olmayan "Hisar" cildini masama koydu, bilgiyi daha önce Mehdi Eker'den almıştım, derginin 1 Haziran 1952 tarihli sayısını açtım. Sezai Karakoç'un'un "Monna Rosa" şiiri derginin üçüncü sayfasının bütününü kaplamış, şiirin bitiminde kalan azıcık yere de Mecit Dikmen'in "Başlamasaydı Bu Sevgi" şiiri yerleştirilmişti.