Tanrı oku dedi, yaz demedi!
Kitap Fuarında bir yayıncı arkadaşıma, "Nasıl, okurun ilgisinden memnun musunuz?" diye sordum.Beklemediğim bir cevap verdi:"Valla bu sene okurdan çok yazar var," dedi."Anlamadım?" dedim."Okuyan az, herkes yazıyor. Burada dolaşanların...
Kitap Fuarında bir yayıncı arkadaşıma, "Nasıl, okurun ilgisinden memnun musunuz?" diye sordum.Beklemediğim bir cevap verdi:"Valla bu sene okurdan çok yazar var," dedi."Anlamadım?" dedim."Okuyan az, herkes yazıyor. Burada dolaşanların yarısı yazar artık," dedi gülerek. Bu konuda bir süre konuştuk.Bir ülkede yazar sayısının artması ne kadar gurur duyulacak bir şeydir aslında. Yazarlık zor bir iştir çünkü, kolay yetişmez! Demek millet olarak bu zor işin üstesinden gelmişiz, ne mutlu bize! * Sahiden durum böyle midir? Bizde yayıncı arkadaşımın dediği kadar yazar var mıdır gerçekten?Hiç sanmıyorum!Vaktiyle bir yazısında okumuştum, İstanbul'a gelmiş ünlü Sovyet yazarı Cengiz Aytmatov'a sormuş Çetin Altan, "Sizin Kırgızistan'da kaç yazar var?" diye."Elli tane vardır" cevabı üzerine Çetin Altan, "Haydi haydi, bütün Sovyetlerde o kadar yazar çıkmaz" demiş, konuşmanın devamı bir pazarlığa dönüşmüş, pazarlık kızışınca en sonunda Aytmatov, "Ama beş tane vardır, bak daha aşağıya inmem" demişti.Çetin Altan'ın deyimiyle "insanlığın beyin bahçesinde en zor yetişen ürün" yazardır. O yüzden bütün dünyada zaman denilen kıyıcı makineye direnebilen gerçek yazar sayısı iki üç düzineyi zor geçer ona göre.