Tarih ve coğrafya dersinde tahtaya kalkmak!
Kara Pınar (Kanya Reş), bir mağaranın içinden doğuyor. Her yerden su fışkırıyor, mağaranın ağzında birleşip küçük çaplı bir dereye dönüşüyor sonra. Etrafını nane...
Kara Pınar (Kanya Reş), bir mağaranın içinden doğuyor. Her yerden su fışkırıyor, mağaranın ağzında birleşip küçük çaplı bir dereye dönüşüyor sonra. Etrafını nane bürümüş pınarın. Nane ile ısırgan otu bir de yarpuz iç içe geçmiş. İçinden geçerek pınara ulaşan mesafe boyunca yarpuz kokusuyla karışmış taze nane kokusu sarhoş ediyor insanı... Bal arılarının vızıltısı, pınar suyunun karıştığı köpük köpük derenin sesi, başının üzerinde göğe yükselen haşmetli dağların uğultusu bilinmedik bir masal alemine götürüyor insanı. Dêzê Vadisinde; bundan yüz yıl önce her şeyden bihaber ocakları tüten, şimdi ise metruk on iki köyün on iki kilisesini geride bırakıp Kara Pınar'a gelirken aklımda daha da yukarı çıkıp "Sipîxane"ye (Beyaz Diyar) varmak yoktu. Orada buzullar binlerce yıldan beri birikmiş, öyle ki o asırlık buzullara kar kurtları düşmüş, kar renginde bembeyaz kımıl kımıl kurtçuklar hareket etmezlerse eğer kardan ayırmak imkansızdır.