Abdülhamid’in kütüphanesi Yıldız Sarayı’na dönmelidir!
Geçen pazar günü Yıldız Sarayı’nın “Cumhurbaşkanlığı İstanbul Külliyesi”olacağını yazdım ve yazım bir hayli ses getirdi... Sarayın devletin en üst makamına tahsis...
Geçen pazar günü Yıldız Sarayı’nın “Cumhurbaşkanlığı İstanbul Külliyesi”olacağını yazdım ve yazım bir hayli ses getirdi...
Sarayın devletin en üst makamına tahsis edilmesine karşı çıkanların bahanelerini bir tarafa bırakıyorum, zira “Boş kalsın, yıkılsın, perişan olsun, hattâ alâkasız yerlere bile tahsis edilsin ama devlet kullanmasın” zihniyetine birşeyler anlatabilmek hakikaten güç, hattâ imkânsızdır!
Yazımın yayınlanmasından sonra okuyucularımdan gelen çok sayıdaki mesajda“Cumhurbaşkanlığı ofisi” kavramının “külliye” sözü ile ifade edilmesini nasıl değerlendirdiğim soruluyordu.
Bence doğru ve makuldür, zira İstanbul’daki saraylardan geçmişte sadece isimleri ile değil, mutlaka bir başka ibare ile bahsedilmiştir. Meselâ, Topkapı Sarayı’nın ismi devletin merkezi olduğu asırlarda “Saray-ı Cedîd” veya “Saray-ı Âmire” dir; Dolmabahçe’ye de “Dolmabahçe Sarayı” değil, “Dolmabahçe Saray-ı Humâyûnu” veya sadece “Saray-ı Humâyûn” denmiştir.