Alışmak
İstanbul’da yaşadığımız acının ardından Kayseri de bir başka alçak saldırının hedefi oldu ve 14 gencimizi şehid verdik... Son aylarda Ankara’da, İstanbul’da, Kayseri’de ve başka...
İstanbul’da yaşadığımız acının ardından Kayseri de bir başka alçak saldırının hedefi oldu ve 14 gencimizi şehid verdik...
Son aylarda Ankara’da, İstanbul’da, Kayseri’de ve başka şehirlerde patlayan bombalar birkaç sene önce “eylemlerini artık büyük şehirlere taşıyacağını” söylemeye başlayan PKK’nın bu menhus vaadini hayata geçirdiğini maalesef apaçık gösteriyor. Üstelik sadece PKK değil, isimleri kakofonik harflerden oluşan yan kuruluşları ve Türkiye’ye zarar verebilmek için ellerinden geleni ardlarına koymayan başka ne kadar örgüt varsa, hepsi şimdi büyük şehirlerde!
Birbirimizi hiç kandırmayalım: Bu ihanetler ile cinayetler sorumlularının kökleri kazınıncaya kadar daha bir müddet devam edecek!
Mesele işte bu “alışmak” sözünde düğümleniyor ama kavramı yanlış kullanıyoruz; zira “kanıksamak”, “normal, sıradan bir iş gibi karşılamak” yahut “umursamamak” mânâsına gelen “alışma”yı telâffuz etmek yerine iş halledilinceye kadar kayıpları önlemek veya en aza indirmek maksadıyla alınacak tedbirlere riayetin, bu tedbirlerden şikâyet etmemenin şart olduğunu farketmemiz ve paniğe kapılmamamız gerekiyor.
GÜVENLİK VE EDEPSİZLİK
Tedbirler hayat tarzımızı mutlaka zorlaştıracaktır ama başka çaremiz yok! İhbar alındığında yolların kesilmesi, askerin ve polisin etrafı sarması, şüphe hâlinde aramaların ve kimlik kontrollerinin yoğunlaşması, hattâ AVM’lere girecek olanların ciddî şekilde kontrolden geçirilmeleri masumların hayatını kurtarmak için şarttır, güvenlik tedbirlerinden şikâyet etmek ise sadece edepsizliktir.
Bu edepsizliğe bir örnek vereyim: İstanbul’da önceki gün Arnavutköy ile Bebek arasında silâhlı asker yahut polis grupları görülmüştü ve “sanal medya” denen ahkâm kesme mekânlarına ardarda mesajlar gönderildi: Meraklanıp “Bomba ihbarı mı var?” diye soranları makul karşılayabiliriz ama mesaj gönderenlerin arasında “Sahildeki yürüyüş mekânımızda silâhlı adamlar ne