Bayram sabahı şamanizm çatlaklığı
Boş işlerle uğraşmak, zamanı lüzumsuz yere israf etmek, sadece söylemiş olmak için tuhaf sözler etmek ve dolayısıyla da çatlaklık parayla değil ya...Adamın yapacak işi-gücü yok, geçiyor...
Boş işlerle uğraşmak, zamanı lüzumsuz yere israf etmek, sadece söylemiş olmak için tuhaf sözler etmek ve dolayısıyla da çatlaklık parayla değil ya...
Adamın yapacak işi-gücü yok, geçiyor bilgisayarın başına ve tuşla babam tuşluyor. Yazdıklarında akıl, mantık, iz’an, anlayış vesaire olup olmaması mühim değil; maksat büyük ve derin söz, hattâ keramet olduğuna inandığı saçmalıklar ile önce kendi ekranını doldurmak, sonra da karaladıklarını her önüne gelene mailleyip başkalarının mesaj kutularını çöpe çevirmek...
Bu işlerle uğraşanlar öyle bir-iki değil, dünya kadar ve onlar için günün yahut zamanın ehemmiyeti de yok... Bayrammış, seyranmış, memleket üzüntü içerisinde imiş, hiç mi hiç umurlarında değil!
Dün, yani bayramın ilk günü gelen maillerden bazıları işte böyle bir tuhaflık ile çatlaklık arasında ama çatlaklığa daha yakın yerde yapılan abukluk resmigeçidi hâlindeydi...
ÂYETİ BİLE YAZAMIYORUZ!
Konu, “şamanizm” idi... Adamın biri etrafa “Türkler’in dini şamanizmdir” diye bir mesaj göndermiş, millet de mesajın üstüne atlamış, hem de ne atlayış!
Cevap üstüne cevap yazmışlar. Bazıları tasdik makamında “Çok doğru söylüyorsun” diyor, hattâ işi edepsizliğe getirip “Arap’ın ..... diniyle Müslümanlığın ne alâkası var?” gibisinden şecaat arzedenleri de var.
Bazıları ise “Türkler şamanisttir” kerametini savuranlara ya küfrediyor yahut imana getirebilmek maksadıyla ders veriyorlar... Gönüllü tövbecilerden biri kalkmış, Yusuf Suresi’nin ikinci âyetini örnek göstermiş.
Âyette “Kur’an (ayetleri) apaçık anlaşılsın diye (bir ARAP peygamberi aracılığı ile ARAP kavmi için) ARAP dilinde indirilmiş bir kitaptır” dendiğini yazıyor ve hemen arkasından bir başka acaip tartışma daha çıkıyor: “Bu âyete göre Kur’an başka milletler, meselâ Ruslar, Almanlar, İtalyanlar, Japonlar, vesaireler için kutsal kitap mıdır, değil midir?” diye bir cebelleşme...
Mesele de, işte burada: Yusuf Suresi’nin ikinci âyetinde “bir ARAP peygamberi aracılığı ile ARAP kavmi için” diye bir ifade yoktur. Âyetin meâli, Diyanet’e göre “Anlayasanız diye biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik” şeklindedir, diğer meâllerde de buna yakındır, yani âyette “Arap”, “Arap peygamberi” veya “Arap kavmi” ifadeleri geçmez!
ALLAH, AKIL-FİKİR VERSİN!
Geldiğimiz hâli görüyor musunuz? Adamın biri “şamanizm” diye saçmalıyor; bir başkası bu saçmaların sahibine birşeyler öğretebilmek, hattâ irşad edebilmek hevesiyle Kur’andan örnek getiriyor ama yazdığı âyet yanlış ve ilâvelerle dolu olduğu için daha başka lüzumsuz didişmelere sebebiyet veriyor!
Âyet meselesinde ortada iyi niyetle, fakat maalesef cahilce yapılmış bir öğretme çabası vardır ama asıl garabet ilk iddiada, yani “şamanizm” meselesindedir.