Sadece Makarios’la olmaz, bizi katleden herkesin heykelini dikmeliyiz!
Beylikdüzü Belediyesi’nin diktirdiği Rauf Denktaş heykelininin açılışını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yaptı. Heykelin yan tarafında Londra Anlaşması’nın imza merasimine...
Beylikdüzü Belediyesi’nin diktirdiği Rauf Denktaş heykelininin açılışını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yaptı. Heykelin yan tarafında Londra Anlaşması’nın imza merasimine de yer verilmiş ve Başpiskopos Makarios beşuş çehresiyle etrafı tarassut edip gelip geçene bakışlarıyla hakaretler yağdırıyor.
Bizde “entellektüel” olduğuna inanan kesimin geçmişte memlekete zarar vermiş olan hemen her hareketi unutup meseleyi alttan almak, yaşanan dertleri hatırlamamak ve her defasında kendi kendimizi suçlu göstermek gibi tuhaf âdetleri vardır.
Örnek mi arıyorsunuz? İstiklâl Harbi senelerindeki Yunan mezalimini olmamış farzedip işi emperyalist güçlerin kışkırtmasına getirir ve Yunanistan’ın Küçük Asya macerasında verdiği kayıplar için gözyaşı dökerler... 1915 hadiseleri öncesinde can vermiş onbinlerce Türk hatırlarına gelmez, her 24 Nisan’da Cihangir barlarından çıkıp Taksim Meydanı’na mum dikmeye gider, “Ah biz ne kadar eli kanlı milletiz, bir bilseniz!” diye feryâd ederler!
MAKARİOS HUZUR İÇERİSİNDE!
İşte bu entellektüel, aydın, barışçı, insancıl, vesaire zihniyetin son eseri: Sebep olduğu acılar yüzünden ismi bizde senelerce lânetle anılan, “Makarios kılıklı deyyus” diye hakaretlerin ve annelerin yaramazlık eden çocuklarına karşı “Uslu dur, yoksa seni Makarios’a veririm” gibisinden korkutmalarının ilhamı olan, 24 Aralık 1963’te Binbaşı Nihat İlhan’ın hanımı ile üç çocuğunun evlerinin banyosundaki küvette katledilmeleri başta olmak üzere daha nice katliamların sorumluluğunu taşıyan eli kanlı bir papazın heykelini dikmek!
Hayatı boyunca gösterdiği tek çaba Kıbrıs’taki Türk varlığını ortadan kaldırmaktan ibaret kalan ve bu yüzden değil Türkiye’yi, İngiltere’yi bile çileden çıkartıp Seyşel Adaları’na kadar sürgün edilen Makarios artık huzur içerisinde ve Beylikdüzü’nde önünden gelip geçenlere “Oh yaaaa, kendimi Türkler’e kabul ettirdim yaaaaa, aha işte ben buradayım” diyor...