Tam üç defa değiştirdiğimiz "Yurtta sulh, cihanda sulh" sözü ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM'deki konuşması
Türk dış politikasının temelini uzun seneler Mustafa Kemal'in "Yurtta sulh, cihanda sulh" sözü teşkil etti... Mustafa Kemal, bu sözü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin dördüncü dönemi için 24 Nisan 1931'de...
Türk dış politikasının temelini uzun seneler Mustafa Kemal'in "Yurtta sulh, cihanda sulh" sözü teşkil etti... Mustafa Kemal, bu sözü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin dördüncü dönemi için 24 Nisan 1931'de yapılan genel seçimlerden dört gün önce, 20 Nisan 1931'de aday listeleri hakkında yayınladığı bildiride kullanmıştı. İfadenin geçtiği paragrafın tamamı, "Cumhuriyet Halk Fırkası'nın müstakar (istikrarlı) umumî siyasetini şu kısa cümle açıkça ifadeye kâfidir zannederim: Memlekette sulh, cihanda sulh için çalışıyoruz. Bundan sonra arzetmek isterim ki, millî vaziyetimizi refaha ve inkişafa (gelişmeye) doğru hareketli bir gidiş haline koymak hususundaki düşüncelerimize kuvvetle bağlıyız" şeklindeydi ve tamamı oldukça uzun olan metni "Reisicumhur Mustafa Kemal" değil, "Cumhuriyet Halk Fırkası Reisi Mustafa Kemal" diye imzalamıştı. "Mustafa Kemal" ismini her kullanmamdan sonra birilerinin mutlaka sordukları ve yine soracaklarından emin olduğum "Neden 'Atatürk' demiyorsun?" sualinin cevabını peşinen vereyim: Mustafa Kemal Paşa'ya "Atatürk" soyadını veren kanun Resmî Gazete'de 27 Kasım 1934'te yayınlanmıştır, dolayısı ile Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunun ismi 27 Kasım 1934'e kadar "Gazi Mustafa Kemal"dir, işte bu yüzden...