Evet! çünkü...
İnternette Türkiye’nin seçim sonuçları için basit bir arama yaptığınızda, 1950’den sonraki seçimleri esas alan tablolar çıkıyor karşınıza… Çünkü gerçekten...
İnternette Türkiye’nin seçim sonuçları için basit bir arama yaptığınızda, 1950’den sonraki seçimleri esas alan tablolar çıkıyor karşınıza…
Çünkü gerçekten seçim denilebilecek, gizli oy ve açık tasnifle milletin iradesini yansıttığı seçimler 1950’den sonraki seçimlerdir.
Millet “seçme” fırsatına 1950’de kavuşmuştur.
Ve o günden beri de cumhuriyeti kurup, demokrasiyi getirdiğini iddia eden partiye asla yüz vermemiştir.
Seçmenin önemli bir kısmı hiç düşünmeden CHP’nin karşısında kim varsa onu tercih etmiş veya alternatif partilere yönelmiştir.
Dolayısıyla Demokrat Parti’nin ve devamı Adalet Partisi’nin aldığı oyların önemli bölümü, o partilere gönül vermekten değil, CHP’den kurtulmak adına kullanılmış oylardır.
Buradan şu sonucu rahatlıkla çıkarmak mümkündür ki, millet cumhuriyeti kurduğunu ve demokrasiyi getirdiğini iddia eden CHP’ye karşı net ve keskin tavrını hiçbir zaman değiştirmemiş, onun karşısında olmuş, söylem ve eylemlerini benimsememiştir.
1950’den önceki seçimleri ve yönetim biçimimizi sloganlar mahiyetinde biliyoruz.
Birinci meclis nasıl açıldı?
İkinci meclis nasıl seçildi?
Atatürk’ün “kız gibi meclis” dediği meclisin özelliği neydi?
Güya çok partili 1946 seçimlerinde yaşanan açık oy gizli tasnif nasıl uygulandı?
Bu sorulara cevap aramayanların bugün evet/ hayır tartışması yapması, maçın başında “4-1 alırız” iddiasında bulunan ebleh taraftar tartışmalarından pek de farklı değildir.
Haa evet, bu ligde takımlar arasında orantısız güç farkı var, dolayısıyla genel bir tahmin yapmakta beis yok ama sadece sonuca odaklanmak, niye evet, niye hayıra kafa yormamak memleket adına büyük kayıp.
CHP’nin başına kimi getirseniz, bu referandumun “evet”le sonuçlanmasını değiştiremeyecektir.
Yüzde kaç evet çıkar? 51 meşru bir galibiyet olduğuna göre ne fark eder?
Yüzde 70 evet çıksa, Kılıçdaroğlu muhtemelen “Yüzde 30 hayır çok anlamlı bir sonuç. Büyük oranda partimize ait bir başarı” deyip pişkinliğine devam etmeyecek mi?
Onun için ne fark eder?
Herkes herkesi algı anarşisiyle galeyana getirmeye çalışıyor.
Bu referandum diktatörlük getirecek diyenler, bu referandumda “evet” oyu kullananların diktatörlüğü tarihe gömmek için “evet” oyu verdiklerini anlamayacak kadar çapsızlar.
Vatandaş “parlamenter demokratik sistem” vs. gibi afili ve ama içi boş kavramların sıkıştırıldığı havanda su döven boş konuşmalara değil, kavramların ortaya çıkardığı sonuca bakıyor.