Ölürüz belki ama bize 'Yasak' işlemez!
Tek Parti zulmünün, millete dinini yasak ettiği yıllar. Sami Ramazanoğlu Hazretlerinin talebesi Kayseri Yahyalılı Hacı Hasan Efendi gençlere Kur’an-ı Kerim ve din öğretecek. Her gün iki tanesini seçer, birini...
Tek Parti zulmünün, millete dinini yasak ettiği yıllar.
Sami Ramazanoğlu Hazretlerinin talebesi Kayseri Yahyalılı Hacı Hasan Efendi gençlere Kur’an-ı Kerim ve din öğretecek. Her gün iki tanesini seçer, birini sağına, birini soluna alır çarşıya doğru yürüyüş yapar ve o esnada ne öğretebilirse öğretmeye çalışır. Bir zabit görüp bir şey sorarsa çarşıya alışverişe gidiyorlarmış havasıyla…
Evden çarşıya her gün defalarca yürüyüşler.
Çünkü evler basılıyor. Ahırlar aranıyor. Nefes aldırılmıyor.
Başka bir örnek Süleyman Hilmi Tunahan Hazretlerinden… Aynı baskı döneminde üç talebesini alıyor, ticari bir taksiye biniyorlar. Ciddi bir para verip, “Evladım, bizi bu para kadar İstanbul’da dolaştırıver…” diyor. Ve Kur’an dersi o taksi yolculuklarında icra ediliyor.
O yıllarda Fransa’da yaşanan bir hadise de aslında durumun vahametini ortaya koyar. CHP’nin tahsil için yolladığı gençlerden biri orada vefat eder. Getirilmesi çok zor. Orada defnedilecek. Fakat hiçbiri bu işin nasıl yapılacağını bilmiyor. Sonunda Türkiye’de yaşamış Ermeni bir papazın tarifi ve yardımlarıyla vefat eden genci İslami usullere göre defnediyorlar.
Mete Tunçay’ın veciz tespiti akla geliyor önce: