Pandemi stresiyle bağımlı olmayın
Evlerde kaldığımız bu süreçte her boşlukta zaman geçirdiğimiz telefonlar başa bela olmaya başladı. Kimse kendini öyle görmese de teknoloji bağımlısı olmayan çok az kişi kaldı....
Evlerde kaldığımız bu süreçte her boşlukta zaman geçirdiğimiz telefonlar başa bela olmaya başladı. Kimse kendini öyle görmese de teknoloji bağımlısı olmayan çok az kişi kaldı. Türkiye’de telefonla konuşma süresi 1 saat arttı. Mobil internet kullanımı da 7 saatten 10 saate çıktı. Her 5 kişiden biri 5 dakikada bir telefonuna bakar hale geldi. En çok zaman geçirilen platformlar ise Instagram, Youtube, Twitter, Tiktok ve güzelleştirme yani filtreleme uygulamaları.
Uzmanlara göre, bu süreçte yaş kaç olursa olsun bağımlılık riski ciddi ölçüde arttı. Burada en büyük görev aile büyüklerine düşüyor. Çünkü anne ve baba her gün dijital detoks yaparsa hem kendini hem de çocuklarını frenleyebiliyor.
Bağımlılıktan kurtulmanın en etkili yollarından biri de haftalık internet kullanım çizelgeleri hazırlamak ve boş zamanlarda kitap okumak. Lise çağındaki bir gencin günde en fazla 2 saat, ilk öğretimdekilerin de 1 saat internet kullanması uygun görülüyor. Kimse bağımlı olduğunu kabul etmese de bazı belirtilere sahipseniz bu hastalığa yakalandınız demektir.
İnsanları sosyal hayattan kopartarak duyarsızlaştıran bu bağımlılık, sürekli yeni hastalıkların oluşmasına yol açıyor. Örneğin; yıllar önce adı konan nomofobi, yani telefon bağımlılığı sorunu zamanla kendi içinde onlarca yeni hastalığı doğurdu. Uzmanlara göre, kişi kendini nasıl kontrol edeceğini öğrenirse, teknolojinin faydalarından daha çok yararlanıp zararlarını daha az yaşayabilir. İşte dönemin e-hastalıkları:
PHOTOLURKING: Sosyal medya araçları üzerinden başka kişilerin fotoğraflarına uzun süre bakmak ve bu davranışı sıklıkla tekrarlamak.
ACUTE SELFITIS: Kişinin kendi fotoğraflarını günde en az 5 kere çekmesi ve çektiği her fotoğrafı sosyal medyada paylaşması.