Klişeler yerle bir…

“Bayram günü Sayın Cumhurbaşkanı’nı arayacağım… Bayramını tebrik edeceğim. Sonrasında kendilerine bazı şeyler söyleyeceğim. Diyalog kanallarının açık tutulması gerektiğini… Kendilerinin millet tarafından iktidar ile görevlendirildiğini… Bizim de 31 Mart seçimlerinde Türkiye nüfusunun yüzde 65’ine, milli gelirin de yüzde 85’ine hâkim bir coğrafyada yerel iktidar olduğumuzu… Birlikte çalışmak zorunda olduğumuzu… Ve dönem dönem istişare etmek zorunda olduğumuzu söyleyeceğim. Eskisi gibi, ‘Ben senin yanına gelmem’ yok… Böyle bir siyaset izlemeyeceğim. Tercih ederim ki Çankaya Köşkü’nde buluşalım… Çünkü orada da Sayın Erdoğan’ın çalışma odası var. Kendisinden randevu isteyeceğim… Nereye randevu verirse orada görüşeceğim. Ve… Bu ülkenin meselelerini çözeceğiz. En sert muhalefet olacağız… Fakat… Nezaketten ve makamlara saygıdan asla ve asla taviz vermeyeceğiz. Zira… Ben milletin göreve getirdiği bir insanı yok sayarsam, o zaman kendi belediye başkanlarımın da yok sayılmasını göze alırım… Bu doğru bir şey değil”…

Bu cümleler CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e ait… Evet yanlış okumuyorsunuz, bu cümleleri CHP lideri sarfetti… Hem de Sabah gazetesi bu röportajı manşetinden verdi… Özgür Özel, Cumhurbaşkanı ile görüşmesini Çankaya Köşkü’nde yapmak istediğini ancak olmazsa nerede derse oraya gideceğini açıkladı… Yani CHP’nin o anlamsız Külliye inadından vazgeçti… CHP Genel Başkanı ‘sandığa ve makama saygı’ vurgusu yaptı… Bence hem Özgür Özel hem de Sabah gazetesi takdiri haketti…

Bu yetmedi, 23 Nisan resepsiyonunda çok ilginç sahneler yaşandı…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP liderini çaya davet etti… Bu çok değerli… Özel de davete icabet ederek çok samimi görüntülerin ortaya çıkmasına neden oldu… Cumhurbaşkanı sağlığını sordu… TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile yan yana oturan Özel, birbirlerini güldüren sohbetler yaptı…

Bu arada CHP Genel Başkanı, söylediği gibi, sert muhalefet yapmaya da devam etti, ediyor…

Bunları tek tek neden yazıyorum biliyor musunuz?...