Birbirimizi yiyelim ete para vermeyelim!
Hani Erdoğan “Gürcistan’dan vücutlarına et sarıp getiriyorlarmış. Orada 5 liraya aldıkları eti 40 liraya satıyorlarmış” diyen partiliye; “Bu nasıl olur ya, bu mümkün mü?” diye...
Hani Erdoğan “Gürcistan’dan vücutlarına et sarıp getiriyorlarmış. Orada 5 liraya aldıkları eti 40 liraya satıyorlarmış” diyen partiliye; “Bu nasıl olur ya, bu mümkün mü?” diye sormuştu. Üç yıllık yöntemi daha yeni duymuştu.
Hesap ortada… Sınır 15 kilometre uzakta… Bırak 5 lirayı, et orada 15 lira bile olsa, bizde en az 40 lira… Her seferinde 20 kilo sarsa… Üç sefer yapsa. Eder mi size 1500 lira. Temiz para! Bu sefer kaçakçılar seviye atladı, araba motoruna iki buzağı sıkıştırdı! Sahi adam, buzağıları oraya nasıl sığdırdı? Para kazanacağım diye milletin düştüğü hale mi bakarsın, bu işin “et“ ile yapıldığına mı ağlarsın? Yoksa milletin temel besin maddesinin bile kaçakçıların sermayesi olduğuna mı yanarsın?
* * *
Et işinde çok para varsa neden herkes kaçıyor? Niçin millet asgari ücrete talim ediyor. Ülkede sığır mı yetişmiyor? Sığır yetişiyor lakin ot bitmiyor! Ot olmayınca hayvanlara ithal yem veriliyor. Dolar artıkça maliyetler artıyor. Üreticiler, çiftçiler bir bir batıyor. Arkalarında kredi borçları kalıyor. Hayvancılığın en büyük sorunu ülkede mera kalmaması. Mera olsa, yetiştiricilik giderleri düşecek yarı yarıya… Ne oldu meralara? Beton döküldü, apartman kondu. Çöp döküldü, hafriyat doldu. Fosseptik boşaltıldı, çukur açıldı. Tarlaya çevrildi, bahçe yapıldı. İmara açıldı, yerleşime başlandı. Şimdi imar affı geliyor. Meraların ırzına geçenleri kanun temizliyor. Bakın geçtiğimiz ağustos