Destek dedikleri 17 aylıkmış!
Petrol fiyatları düştü, düşüyor. Petrol ithal eden bir ülke olduğumuzdan iyi haber… İyi de bu petrol dünyanın bütün ülkeleri için düşüyor. Düşsün! Sorun var mı?Aslında...
Petrol fiyatları düştü, düşüyor. Petrol ithal eden bir ülke olduğumuzdan iyi haber… İyi de bu petrol dünyanın bütün ülkeleri için düşüyor. Düşsün! Sorun var mı?
Aslında sorunu kendimiz yaratıyoruz. Şöyle ki; Dünyada enerji fiyatları düşerken, vergiler nedeniyle Türkiye'de düşmüyor. Dünyanın bütün üreticileri bu düşüşten faydalanırken, bizim üreticimiz faydalanamıyor. Onların maliyeti hızla düşerken, bizim maliyetimiz yüksek kalıyor. Neden? Bizimkilerin derdi, vergi!
Bu işin en büyük mağduru çiftçiler… Ülkede yat ve kotra sahiplerine litresi 1,7 liraya mazot alma imkânı verilirken, çiftçiler 4,5 liraya mazot kullanıyor.
Başbakan Yıldırım, Ekim 2016'da çıktı; “Yüz liralık mazot mu koydun motorunun deposuna 50 lirasını vereceksin. 50 lirasını da Faruk Efendi'den alacaksın” deyip, çiftçiye müjdeyi verdi, referandum için “evet” oyu istedi. Dokuz ay önce… Ya sonra?
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Efendi çıktı; “Mazot desteği yüzde 50'dir, çiftçi bunu biliyor. Şubat 2018'de de yüzde 50 mazot desteği ödenecek” diyerek sekiz ay sonrayı işaret etti. Meğer Başbakan 17 ay sonrasının desteğini açıklamış!
Sadece mazot sözü mü verildi? Hayır! Sözde gübre ve tohumun yüzde 40'ı destek olarak verilecekti. O da yok ortada…
İthalata destek tam
Bakın; Destek verdik diyorlar. Çiftçiye verilen desteğin hepsi yerine ulaşıyor mu sanıyorsunuz? Destek kime gidiyor? Toprak sahibine, tapu sahibine… Toprak sahibi tarlayı kendi ekmiyor, kiraya veriyor.
Mazot ve gübre desteğini toprak sahibi alıyor, tarlayı ekenler cebinden çıkan mazot, elektrik, tohum, gübre, ilaç, sulama parası ile baş başa kalıyor. İşi yürütemeyince bırakıp gidiyor. Yerine şansını denemek isteyen başkaları geliyor. Peki, ortada elle tutulur hiçbir destek mi yok? Olmaz olur mu? İthalata tam destek var! En son bakliyat ürünlerinde gümrük vergisi düşürüldü.