Karnı doyuyor ama oy vermiyor!
Erdoğan’ın, “Karnını doyuruyorsunuz, her türlü ihtiyacını karşılıyorsunuz, yine de oy vermiyor” demesini Rus Haber Ajansı’nda okudum...
Dünyaya bizi böyle duyurduğu için gurur duydum.
Nankörlere bak yahu! Aç karınlarını doyur, eve makarna, kömür yardımı yap, yine de oy vermesinler. Yuh artık! Böyle terbiyesizlik görmedim. Karnı doyan oyunu verecek kardeşim!
★★★
Birinin çıkıp, “Yapılan yardımlar senin, benim vergimle toplanıyor. Bu yardımlar senin en doğal hakkın… Utanmadan sıkılmadın al… Al paketi, vur tokadı” demeye hakkı var mı?
Hatırladım şimdi… Bunu Devlet Bahçeli demişti. Şu sıralar kardeş gibi kendileri… Birlikte çok zaman geçirdiler, belki de değişmiştir fikri… Bu söylenenler, Türk siyaset anlayışının kısa özeti…
★★★
Belediye başkanlarının maaşını kim ödüyor? Ya milletvekillerinin, bakanların, cumhurbaşkanının? Masrafları, korumaları, uçakları?
Vergilerle ben ödüyorum, sen ödüyorsun… Her Türk vatandaşı ödüyor. Ekmek alırken, mazot doldururken, gazete okurken ödüyoruz. Maaşlarımızdan kesiliyor. Gerekirse kendimiz için “Olmasa da olur” diyoruz. Lakin devlete her daim cayır cayır vergi ödüyoruz.
★★★