Okyanusu geçenler derede boğuluyor!
Aklıma bir anda geçen sezon Şampiyonlar Ligi'ndeki maçlar geldi. Monaco, Leipzig, Porto... Beşiktaş hepsine içeride dışarıda kök söktürdü. Okyanusu geçen Kartal'ın yalnızca bir sene içinde derede...
Aklıma bir anda geçen sezon Şampiyonlar Ligi'ndeki maçlar geldi. Monaco, Leipzig, Porto... Beşiktaş hepsine içeride dışarıda kök söktürdü. Okyanusu geçen Kartal'ın yalnızca bir sene içinde derede boğulacağını hiç düşünmezdim. Rakip genç, evinde yenilmezlik serisi yakalamış, iyi bir ekip ama öyle uçan kaçan bir takım da değil. İstanbul'daki maçın ardından dün gece kazanmak elzemdi. Maça iyi başlayıp golü de bulduk. Mustafa Pektemek'le 2 farklı öne geçirecek fırsatı bile yakaladık. Şans bizimleydi... Futbol adına her şeyi yaptı ama gol yeme hastalığına 'dur' diyemedi Beşiktaş...
Unutmayalım ki futbol skor oyunu. Dün daha savunma odaklı, rakibe göre bir düzen oluşturan Şenol hoca, ördüğü duvarın son yarım saatte çökmesinin önüne değişikliklerle geçebilmeliydi. Her maç için bahane bulunur, işin iyi giden taraflarını öne çıkararak birçok şey anlatabilirsiniz ama gerçeği puan tabloları gösterir. İstediğiniz kadar şut atın, korner kullanın, skoru tutamıyor ya da kazanamıyorsanız bütün emekleriniz boşa gider. Sonrasında ancak ahlar vahlar kalır... Ligdeki durum da belli... Oyunun son bölümünde Genk'in golü adeta "geliyorum" dedi. Rakibin oyununa karşılık veremediniz. Takım defansta o kadar boğuldu ki 1-1'in ardından uzatma bölümü dahil maç bir an önce bitsin diye dua ettik. Belki de 1 puanı Tolga'nın nefis kurtarışı getirdi.
Gecenin özetini yaparsak mutlaka kazanması gereken maçta Beşiktaş puan kaybetti. Belki hâlâ şansı var ama daha 1 sene önce Şampiyonlar Ligi'nde ortaya konan oyun ve alınan sonuçlar ortada... Doğruları çok olan bir maç olsa da skor bunu yansıtmadı.