AB bu defa Erdoğan’a inanmak istiyor. Gerçekten.
Hem AB hem Erdoğan sözlerinde durur, bu da Türkiye’de demokratik haklar, basın özgürlüğü, hayat pahalılığı ve işsizlik konularında rahatlama sağlarsa ne ala. Yoksa hayal kırıklıklarına bir yenisi eklenecek.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 12 Ocak’ta Ankara’daki Avrupa Büyükelçileriyle yaptığı toplantı Türkiye-AB ilişkilerinde gerçekten bir dönüm noktası olacak mı? Yoksa bu toplantıda konuşulanlar, daha öncekiler gibi boşa mı çıkacak? Gerek Ankara’daki gelişmelerin seyri gerekse toplantıya katılan bazı diplomatlarla toplantının ardından -isim kullanmamak koşuluyla- yaptığım görüşmeler, bu defa iki tarafta da ihtiyatlı iyimserlik eğilimi bulunduğuna işaret ediyor. AB bu defa Erdoğan’a gerçekten inanmak istiyor. Tabii hisler karşılıklı. Ankara da bu defa AB’nin verdiği sözleri gerçekten tuttuğunu görmek istiyor. Özellikle Kıbrıs nedeniyle 2004’te yaşanan ağır hayal kırıklığı ve 2016 anlaşmasının havada kalması nedeniyle.
İyimserlik, Erdoğan’ın daha 2020’nin ortalarında AB’ye, özellikle de Fransa ve Yunanistan’a esip gürleyen söylemini Kasım ayından itibaren yumuşatmasının payı var.