Akredite cemaatler kavgası ve dökülen kirli çamaşırlar

Akreditasyon sözcüğü günlük lisanımıza 28 Şubat sürecinde girdi. Genelkurmay gazetecileri “akredite” etmeye başladı. Yani öyle her gazeteci gidip Genelkurmay faaliyetini izleyemiyor, sadece “akredite”, yani denk, güvenilir, ehil olanlar...

Akreditasyon sözcüğü günlük lisanımıza 28 Şubat sürecinde girdi. Genelkurmay gazetecileri “akredite” etmeye başladı. Yani öyle her gazeteci gidip Genelkurmay faaliyetini izleyemiyor, sadece “akredite”, yani denk, güvenilir, ehil olanlar izleyebiliyordu. Buna karşın Refahyol Başbakanı Necmettin Erbakan da Başbakanlık faaliyetini izleyecek gazetecileri akredite etmeye başladı.

Bu akredite olma meselesi sonra hemen hemen her kuruma yayıldı ve iktidar sahipleri elinde, kendilerince ödül değil, ceza, adeta bir rehin alma aracına dönüşmeye başladı. Bugün artık öyledir. Sadece basın bakımından değil, özellikle Fethullah Gülen Cemaatinin AK Parti ile kolkola yürüdüğü 2007-2012 yıllarından itibaren bankalardan özel şirketlere, sivil toplum örgütlerine dek akredite olanlar ile olmayanlar ayrımı var. Akreditasyon listesi de sık sık değişiyor. Örneğin 2012-2013 yıllarına kadar makbul olan Gülen çizgisindeki medya, dernek ve şirket yöneticileri ve kamu çalışanları şimdi “FETÖ’cü terörist” sayılıyor.

Son haftalardaki bazı gelişmeler şimdi de AK Parti’ye akredite olan tarikat ve cemaatler dönemine mi girdiğimiz sorusuna yol açıyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
ABD’yle ilişkilerde rüzgâr değişiyor: en muhtemel senaryo 19 Mart 2021 | 415 Okunma Mısır virajı ve “Ne diyorsam o” siyasetinin sonu 17 Mart 2021 | 931 Okunma MHP’nin “Fosforlu” kampanyası yeni Anayasayı yatırdı gibi 12 Mart 2021 | 1.601 Okunma Akşener’in Fosforlu Cevriye çıkışı putları kıran türden 11 Mart 2021 | 1.084 Okunma Papa Fransis’in Irak ziyareti, Türkiye ve İran 10 Mart 2021 | 292 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar