Ankara’da hayal kırıklığı ve öfke
Ankara’daki hayal kırıklığı ve öfkenin sebebi, Hollanda’nın Türkiye bakımından kabul edilemez tutumuna karşı dünyadan talep ettiği desteğe karşılık alamaması.Üstelik sadece...
Ankara’daki hayal kırıklığı ve öfkenin sebebi, Hollanda’nın Türkiye bakımından kabul edilemez tutumuna karşı dünyadan talep ettiği desteğe karşılık alamaması.
Üstelik sadece topyekûn Hollanda’nın arkasında duran Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden de değil, mesela daha geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Vladimir Putin ile kapsamlı görüşmeler yaptığı Rusya’dan da.
Rusya, hem Türkiye, hem Hollanda’yı gerilimi daha da tırmandırmamak için birbirlerine karşı hitaplarını yumuşatmaları çağrısında bulundu.
Bu, tuhaf gelecek ama her iki ülkenin de üyesi olduğu ve Rusya’ya rakip Batı askeri ittifakı NATO’nun genel sekreteri Jens Stoltenberg’in tavsiyesiyle aynıydı.
AB İşleri Bakanı Ömer Çelik Hollanda’ya kınama beklerken “iki tarafa da itidal” çağrısında bulunulmasına hayal kırıklığını gizlemedi dün, 13 Mart’taki basın toplantısında. Ama bir akşam önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Paris’te konuşurken Hollanda’yı “Faşizmin başkenti” ilan etmedi, “Adil bir yaklaşım değil” demekle yetindi.
Çünkü daha az önce, öğlene doğru Hollanda’nın Ankara’da Büyükelçiliği işgüderi (maslahatgüzar demek kadar havalı değil, ama Türkçesi) Dışişleri Bakanlığına çağrılmış ve Türkiye’nin Hollanda’dan yazılı özür talebi iletilmişti.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş “Gerekli cevap verilecek, özür dileyecekler” diyordu.
Bu gelişmelerden sonraysa Hollanda Başbakanı Mark Rutte kameralar karşısındaydı. Daha dün akşam bir TV yayınında Türk hükümetinin özür talebi sorulduğunda “Deli misiniz?” karşılığını vermişti.