Batıdaki ‘Gülenist’ tereddüt
Yalnızca hükümet değil, muhalefet ve savcılar da 15 Temmuz kanlı darbe girişimi ardında Fethullah Gülen ve gizli örgütünü görüyor.Hükümet darbecilerle mücadele çerçevesinde...
Yalnızca hükümet değil, muhalefet ve savcılar da 15 Temmuz kanlı darbe girişimi ardında Fethullah Gülen ve gizli örgütünü görüyor.
Hükümet darbecilerle mücadele çerçevesinde Fethullahçı yapılanmayla mücadeleye Batılı müttefiklerden, ABD ve Avrupa Birliği’nden (AB) yeterince destek görmediğinden şikâyet ediyor.
Batıda Fethullahçı örgütlenmeyle mücadeleye dair çekinceler, tereddütler ve kafa karışıklığı olduğu doğru.
Bunun bazı sebepleri var. Bunları görmeden gerçekçi bir tanı koyma, gerçekçi tanı koymadan da sağlıklı sonuç almak mümkün değil.
Bu sebepler arasında sayılabilecek gri alanları bir kenara bırakmak istiyorum. Bu gri alanlardan kasıt, Gülen Cemaatinin yıllardır Amerikan istihbarat örgütleri tarafından sadece Türkiye değil, üçüncü dünya ülkelerinde bir “ılımlı İslam” aygıtı olarak manipüle edildiği, en son Türkiye’de AK Parti iktidarını devirmek amacıyla harekete geçirildiği iddialarını içeriyor. Kenara bırakıyorum, çünkü bir yandan bunu kanıtlayacak kesin bilgiler henüz yok, diğer yandan mesela 1953’te İran’da Muhammed Musaddık’ı deviren darbenin CIA tarafından manipüle edildiği, yıllarca inkâr edildikten sonra 2013’te belgelenmiş ve kabul edilmişti. Bazı gerçeklerin su yüzüne çıkması zaman alabilir.
O nedenle biz somut olgulardan hareket ederek Batıda Fethullahçılara dair tereddüt ve kafa karışıklığının nedenlerini anlamaya çalışalım.
Bunların başında AK Parti hükümetlerinin yıllarca Fethullah Gülen ve örgütlenmesiyle iç içe çalışması geliyor.
Baksanıza “Cemaat” diyenlere dahi dışlayıcı damgası yapıştıran, bakanları “Hocaefendiye” methiyeler düzmekte yarışan AK Parti iktidarı, şimdilerde Fethullahçılara “Gülenist” diyen Batılıları kınıyor, “Fethullahçı Terör Örgütlenmesi (FETÖ)” denmesini istiyor.