“Bu hırsızı da nereden buldun?” dedirtmemek
İtiraf etmeliyim ki bunu AK Partili yöneticilerin yüzüne karşı Erdoğan’dan başka kim söylese ortalık fena karışırdı.Yine itiraf etmeliyim ki, bu konuşmanın yapıldığı 7 Ağustos gibi benim...
İtiraf etmeliyim ki bunu AK Partili yöneticilerin yüzüne karşı Erdoğan’dan başka kim söylese ortalık fena karışırdı.
Yine itiraf etmeliyim ki, bu konuşmanın yapıldığı 7 Ağustos gibi benim dikkatin “İşimiz zor” kısmında olduğu için bu bölüm dikkatimden kaçmış, dün Abdülkadir Selvi’nin yazısının satır aralarında buldum.
Bulunca da Erdoğan’ın 7-9 Ağustos günlerinde Rize, Trabzon ve Giresun’da yaptığı bütün konuşmaları Cumhurbaşkanlığı internet sitesinden indirip satır satır, bu gözle okudum.
Aslında daha 2014 cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi AK Partiyi Abdullah Gül’e değil Ahmet Davutoğlu’na emanet ederken Erdoğan’ın tahayyülünde, kökü Milli Görüş’e dayanan ideolojik aidiyeti olan kadrolardan çok gözünü siyasete kendisiyle açmış genç kadrolarla yürümek olduğu belliydi. Davutoğlu yönetimi de, onun bir parti içi darbeyle alaşağı edilmesinden sonra gelen Binali Yıldırım yönetimi de, deyim yerindeyse geçiş dönemi sayılacaktı. Bu geçiş dönemi MHP lideri devlet Bahçeli’nin verdiği stratejik destek sayesinde, 16 Nisan referandumu yoluyla Erdoğan’ın “partili cumhurbaşkanı” olmasıyla son aşamasına geldi; bu aşama, icraat aşaması.
Erdoğan’ın AK Parti’de ciddi bir silkelenmeye yol açacağı anlaşılan bu aşamaya tabanı alıştırmak için en güçlü desteğe sahip olduğu, söylediklerine en az itirazın yükseleceği Doğu Karadeniz’den başlamaya karar verdiği anlaşılıyor.
Nitekim “Bu hırsızı nereden buldun?” dedirtmemenin gerektiğini söylediği Trabzon konuşmasının başlarında “Kimse gücenmesin, kırılmasın. Değişmesi gerekenleri, kusura bakmasın değiştirmek zorundayız” demiş ve şöyle devam etmiş: