Demokrasi olağanüstü hal sınavında
Seçimle gelmiş hiçbir hükümet ülkeyi olağanüstü hal ile yönetmeyi istemez, aklını peynir ekmekle yememişse istemez Olağanüstü hal, adı üzerinde hak ve özgürlüklerin...
Seçimle gelmiş hiçbir hükümet ülkeyi olağanüstü hal ile yönetmeyi istemez, aklını peynir ekmekle yememişse istemez
Olağanüstü hal, adı üzerinde hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasını akla getirir; olağan yönetimle sıkıyönetim arasında bir geçiş rejimi sayılır hep.
Türkiye olağanüstü hal idarelerinden 2002 sonunda kurtulmuşken, 14 yıl sonra yine mecbur kaldı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 20 Temmuz’da önce MGK, ardından Bakanlar Kurulu’nu toplamasını takiben 21 Temmuz’dan itibaren ülkede olağanüstü hal ilan edilmeseydi, yaşadığımız hale olağan mı diyebiliyor muyduk?
Evet, bu ülkenin geçmişinde olağanüstü hal sıkıyönetimle, sıkıyönetim de askeri yönetimle aynı zincirin halkaları olagelmiştir.
İnsanların, özellikle de askeri darbelerden, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerden çok çekmiş insanların OHAL adını duyunca irkilmesini anlayabilmek gerekir.
Öte yandan 15 Temmuz’da yaşanan gerçek bir darbe girişimidir. Tiyatro filan olmadığının artık kanıtları da ortaya dökülüyor birer birer.
Türkiye artık askerin siyasete müdahalesi devrini geride bıraktı derken, hem de emir-komuta zinciri de değil, 1960 model cunta görünümünde bir darbenin kıyısından döndük.
Darbeyi durduran, boşa çıkaran Başbakan Binali Yıldırım’ın daha ilk saatlerinde ordunun değil, içindeki bir grubun darbe kalkışması içinde olduğunu dürüstçe söyleyerek psikolojik üstünlüğü ele geçirmelerini sekteye uğratması değildir.
Sadece daha Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın akıbeti belli olmadığı halde sokaklara çıkmaya başlayan halk da değildir.
Sadece kamu yayıncısı (TRT) darbeciler tarafından gasp edilmişken, pek de gözünün bebeği olmayan bir özel kanaldan (CNN Türk) sesini halka duyuran Cumhurbaşkanı Erdoğan’da değildir.
Onun sesini duyunca kitlesel olarak sokağa çıkan, tankların üstüne yürüyen halk da değildir tek başına. Daha ilk aşamalarda darbeyi net bir dille kınayıp, bütün aksamalarına karşın demokratik hayattan yana tavır alan muhalefet partileri, CHP, HDP, MHP de değildir tek başına.