Erdoğan’a Kıbrıs şoku, Türkiye’ye seçim dersi
Bir yol bulup Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı FETÖ’ye ya da PKK’ya destekçidir diye ya da Soros’çudur, ne bileyim ulusalcıdır diye hapse atmak mümkün olsaydı belki işler daha kolay olurdu.
Bir yol bulup Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı FETÖ’ye ya da PKK’ya destekçidir diye ya da Soros’çudur, ne bileyim ulusalcıdır diye hapse atmak mümkün olsaydı belki işler daha kolay olurdu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim rüşveti olduğu apaçık desteklerle 11 Ekim cumhurbaşkanlığı seçiminde arkasında durduğu Başbakan Ersin Tatar belki daha iyi sonuç alırdı. Belki yine ilk turda seçilemezdi ama seçmenin sadece yüzde 55’inin katıldığı seçimde sadece yüzde 32 küsur oy almazdı. Sonucun Erdoğan’a Kıbrıs şoku olduğunu söylemek mümkün. Çünkü Türkiye’de Kuzey Kıbrıs’taki yandaş kalemler ve televizyonistlerin düğmeye basılmışçasına hep bir ağızdan “hain” ilan etmesine karşın Akıncı yüzde 30’a ulaştı ve 18 Ekim’deki ikinci tur için şansını artırdı.
Çünkü seçimde üçüncü gelen ama ikinci tura kalamayan, sol-sosyaldemokrat çizgideki Cumhuriyetçi Türk Partisinin adayı Tufan Erhürman yüzde 21 küsur oy aldı. Akıncı ise bağımsız kalmadan önce sosyalist çizgideki Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP) Genel Başkanı idi. CTP’nin Akıncı’yı desteklemesi beklenebilir.
Fazla zorlamak oyunu bozar
Keza, kendi projesi olan Maraş sahilinin açılmasını seçim öncesi Erdoğan’a ilan ettiren Tatar’a kızarak Dışişleri Bakanlığından istifa eden ve yüzde 5 küsur oy alan Kudret Özersay’ın ikinci turda Tatar’ı desteklemesi sürpriz olur.
Şu da var. Tatar taraftarlarının büyük kısmının sandıklara gittiğini söylemek mümkün. Sandığa gitmeyenlerin bir kısmının, 2015 seçimlerini yüzde 60’la kazanmış olan Akıncı’yı ilk turda Türkiye’yle arayı fazla açıp AB ve Rumlara fazla itibar etmemesi konusunda uyarmak isteyen seçmeni olduğu söylenebilir