Erdoğan’ın artan asabiyeti ve Ankara’da gergin bekleyiş
Devletin güvenlik ve dış ilişkileriyle ilgili bir kaynağımla konuşmaya “Neler oluyor?” diye başladığımda “Bu ara işler tekdüze biraz” yanıtı almayı doğrusu beklemiyordum. Benim Türkiye’de neler olduğunu tanımlayacağım son sıfat bu olurdu.
Devletin güvenlik ve dış ilişkileriyle ilgili bir kaynağımla konuşmaya “Neler oluyor?” diye başladığımda “Bu ara işler tekdüze biraz” yanıtı almayı doğrusu beklemiyordum. Benim Türkiye’de neler olduğunu tanımlayacağım son sıfat bu olurdu. Kovit ölümleri o gün yine zirve yapmıştı. Merkez Bankası 24 Aralık’taki toplantıda faiz artışı işareti verirken AK Parti bünyesinden karşıt sesler yükseliyordu. Sendikalar hükümetle asgari ücret pazarlığına oturmuş, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun dillendirdiği 3100 lira adeta psikolojik eşik olmuştu. AİHM Selahattin Demirtaş davasının siyasi olduğuna hükmederek tahliye talep etmişti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan muhalefete giderek daha sert yükleniyor Ankara’da gergin hava elle tutulur düzeylere tırmanıyordu. Bunlar tekdüze değil hayli gergin bir ortamın unsurlarıydı.
“Neden tekdüze?” diye sordum. Aldığım yanıt daha da şaşırtıcı oldu. Çünkü “Yeni bir cephe açılmıyordu”, devinim durmuştu “Aman açılmasın” dedim, “Biz vatandaşlar bıktık sürekli çatışma halinden, biraz sükûnete ihtiyaç var.”
“Neyse” dedi, “Beklemedeyiz zaten. Şu Biden görevi bir devralsın da o zaman manzara daha açık görünür”.