Hükümetin riskli planı
Bayram bayram yazdığımız konulara bakın, ama ne yapalım ki zor zamanlar. Ve hükümetin riskli, ama tutarsa kazancı yüksek bir planı devrede. Dün, 11 Eylül’de hükümet İçişleri Bakanı Süleyman...
Bayram bayram yazdığımız konulara bakın, ama ne yapalım ki zor zamanlar.
Ve hükümetin riskli, ama tutarsa kazancı yüksek bir planı devrede.
Dün, 11 Eylül’de hükümet İçişleri Bakanı Süleyman Soylu imzasıyla 28 belediye başkanını görevden uzaklaştırarak yerine kayyum atadı.
Başkanların 4’ü 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin arkasında olmakla suçlanan “Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)” yani Gülen Cemaatiyle bağlantı iddiasıyla alındı. Üçü AK Partili, biri MHP’li.
Görevden alınanların 24’ü ise yasadışı PKK’yla yardımcı olmak kuşkusu altında, çoğu da HDP’li.
Daha önce 2011-2012 yıllarındaki KCK soruşturmalarında da HDP’li belediye yöneticilerinin toplu halde tutuklanması söz konusu olmuştu. Ancak bu şekilde seçilmiş siyasetçilerin yerine topluca kayyum atanması ilk defa oluyor. Bu da 15 Temmuz sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal çerçevesinde yayınlanan Kanun Hükmünde Kararnamelerle mümkün kılınıyor.
HDP dün bu uygulamayı sert biçimde kınadı ve bunu da hükümetin “11 Eylül darbesi” olduğunu öne sürdü. HDP ayrıca AK Parti’ye meydan okuyarak görevden alınan belediyeler için derhal seçime gitmeye, halkın isteğinin ne yönde olduğunu görmeye çağırdı.
ABD’nin Ankara Büyükelçiliğinin dikkat çekici açıklamasında da hükümetin “yakında” vatandaşların yeni belediye başkanları seçmesine “izin verileceği ümit ediliyor”; tabii “bazı yetkililerin terörist gruplara katıldığı veya maddi destek sağladığı” iddialarının araştırıldığı ve bunun hukuka saygı içinde yapılması gereği kaydedilirken.
Peki, hükümet derhal ya da yakında görevden alınan belediyelerde seçime gider mi?
Önce tabloya bakalım, plan nedir anlayalım, sonra birlikte cev