Kırk yıldır bitmeyen ASALA iddiası ve ASALA gerçeği
Birisi çıkıp lütfen bu yazdıklarımı yalanlasın, doğrusunu söylesin. Kırk yıldır iç siyaset sahnesinde kullanılan şu ASALA meselesi de kapansın artık. Ortada bir kahramanlık varsa, gerçek kahramanlara da ayıp oluyor.
MHP lideri Devlet Bahçeli, Alaattin Çakıcı’nın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na hakaret ve tehditlerine arka çıktığı Meclis Grup konuşmasında ASALA meselesini yeniden açtı. Çakıcı’yı “ASALA terör örgütünün peşine düşmüşlerdi” gerekçesiyle savundu. Bir vatandaşın bir terör örgütüne karşı güvenlik operasyonlarında kullanılmış olması ona bir başka vatandaşa -ki Türkiye’nin kurucu ve ikinci büyük partisinin genel başkanıdır- hakaret ve tehdit hakkı vermez. Ama asıl konu bu değil. Asıl konu, ülkücü-milliyetçi kesimlerin kırk yıldır -evet 1980 askeri darbesinden bu yana, siyasi rant olarak gündeme getirme alışkanlığı olan ASALA ve ASALA’yı kendilerinin bitirdiği iddiası.
İşin aslının ne olduğunu doğal olarak bildikleri halde ne MİT ne Genelkurmay ne Dışişleri, ASALA gerçeklerini açıklamak istiyor. Hem 12 Eylül 1980 askeri darbesi ardından yapılan operasyonlardaki gerçek yurtdışı bağlantılar açığa çıkmasın diye, hem de başarısızlıklar kendi hesaplarına yazılmasın diye bu siyasi rantın devamına göz yumuyorlar.
O halde ASALA’nın ne olup ne olmadığı, kimin kutup, kimin bitirdiği konusuna biraz ışık tutmak gerekiyor.
“ASALA’yı biz bitirdik” iddiası
Bahçeli’nin bu sözleri üzerine, Turgut Özal’ın yıllarca Özel Kalem Müdürü olarak çalışmış ve bir dönem AK Parti milletvekilliği de yapmış olan Feyzi İşbaşaran, sosyal medyada uzunca bir mesaj dizisi yayınladı.