Türkiye dış yaralarını sarıyor: Sıra Suriye’de mi?
Dün Türk dış politikasında bir güne birkaç yıl sığan günlerden biri yaşandı. Gerçi İsrail ile anlaşmanın dün başbakanlar tarafından açıklanacağı 26 Haziran Pazar...
Dün Türk dış politikasında bir güne birkaç yıl sığan günlerden biri yaşandı.
Gerçi İsrail ile anlaşmanın dün başbakanlar tarafından açıklanacağı 26 Haziran Pazar günü Roma’da, Boscolo Exedra otelinde yapılan gizli görüşme ardından basına verilmişti.
Hatta Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile İsrailli özel temsilci Joseph Ciechanover’in 26 Haziran Pazar günü yapacakları görüşmenin, iki ülke arasındaki krize son verecek son görüşme olması da bekleniyordu.
Nitekim Başbakan Binali Yıldırım ve İsrailli muhatabı Binyamin Netenyahu dün aynı saatte, saat 13:00’te Ankara ve Kudüs’te yaptılar açıklamayı.
Türkiye’nin normalleşme için ilk şartı 31 Mayıs 2010’da Mavi Marmara’da 9 vatandaşın öldürülmesi nedeniyle özür dilenmesiydi. Bu şart ABD Başkanı Barack Obama’nın zorlamasıyla 2013’te yerine gelmişti.
İkinci şart olan tazminat, İsrail’in adı tazminat olarak değil de, kurbanların aileleri için oluşturulacak fona 20 milyon dolar veriyor görünmesiyle aşıldı. Nihayet Gazze ambargosunun kaldırılması koşulunda da, doğrudan Gazze iskelesine değil, İsrail’in Aşdod limanı ve Erez gümrük kapısı yoluyla Türk yardımının Gazze’deki Filistinlilere ulaştırılması ara yolu bulundu.
Hükümet bu durumu Türk kamuoyuna “Ambargo kırıldı” boyutunu öne çıkarmayı uygun görürken, İsrail hükümeti de “Hamas kovuldu” boyutunu öne çıkardı.
Oysa Hamas görüşmelerin bir koşulu değildi Türk tarafına göre ve aslında Hamas’ın Türkiye’de siyasi büro kurmasından rahatsız olan sadece İsrail değildi. Nitekim bu haberlerin çıktığı günlerde PKK’nın da Mısır’da büro açacağı haberleri basında yer almaya başladı.
Ama dün sabah saatlerinden itibaren Rusya diplomasisinin de hareketlendiği anlaşıldı. Diplomasi kulisine saat 16:00’da Moskova’dan bir açıklama gelebileceği bilgisi düştü.
Eğer açıklama gelirse, bunu hafta içinde yeni adımlar izleyebilecek, iki ülke arasında 24 Kasım 2015’te bir Rus jetinin Suriye ile sınırı geçtikten sonra Türk jetlerince düşürülmesinden bu yana yaşanan krizin aşılacağı umutlarını artıracaktı.