Türkiye’nin kader anı
Türkiye’nin siyasi tarihindeki karar anlarından, dönüm noktalarından birisi olacak 16 Nisan referandumu. Tıpkı 1923’de cumhuriyetin kuruluşu, 1947’de çok partili seçimlerin başlaması gibi ülkenin kim...
Türkiye’nin siyasi tarihindeki karar anlarından, dönüm noktalarından birisi olacak 16 Nisan referandumu.
Tıpkı 1923’de cumhuriyetin kuruluşu, 1947’de çok partili seçimlerin başlaması gibi ülkenin kim tarafından, nasıl yönetileceği, daha doğrusu bunun değişip değişmeyeceği oylanacak.
Tercihler belli.
Birinci tercihte bütün yürütme gücünün cumhurbaşkanı elinde toplanmasını kabul etmiş olacağız. Cumhurbaşkanı aynı zamanda Meclis’teki parti grubunun başında olabilecek ve aynı zamanda gerektiğinde kendisini de yargılamaya yetkili) Anayasa Mahkemesi üyelerinin çoğunu, hâkim ve savcı atamalarını yapacak kurulun çoğu üyesini de atayabilecek. Ordu ve istihbarat doğrudan kendisine bağlı olacak. Başbakanlık kaldırılacak. On ikinci Yüzyılda İngiltere’de ortaya çıkan Magna Carta’dan bu yana parlamentoların en temel haklarından sayılan bütçe yapma hakkı, olağanüstü halde cumhurbaşkanı tarafından kullanılabilecek. Muhalefetin mecliste hükümeti sorgulayabilmesi yalnızca yazılı soruyla sınırlandırılıyor. (Oysa parlamento sözcüğü dahi “parler”, konuşma, söz söyleme kökünden türemiş.)