Utanç verici bir tartışmanın taraflarıyız

Her şey az-ünlü, orta-sosyete bir televizyon yıldızı olan Murat Başoğlu’nun Ege’de bir teknede eşi olmayan bir kadınla öpüşürken paparazziler tarafından fotoğraflanmasıyla başladı. Kısa...

Her şey az-ünlü, orta-sosyete bir televizyon yıldızı olan Murat Başoğlu’nun Ege’de bir teknede eşi olmayan bir kadınla öpüşürken paparazziler tarafından fotoğraflanmasıyla başladı. Kısa süre sonra kadının Başoğlu’nun yeğeni Burcu Başoğlu Kabadayı olduğu ortaya çıkınca iş üçüncü sayfa haberi olmanın ötesine taştı. Kadın amcasıyla beraber geçirdiği geceler olduğunu açıkladı, ikisinin de eşleri boşanacaklarını duyurdu, bir savcı da gayrı-ahlaki davranış sergilemek suçlamasıyla dava açtı.

Doğrusu ortada bir istismar yoktu, amca 50, yeğeni de 35 yaşında yetişkin insanlardı; fotoğraflardan anlaşıldığı kadarıyla ortada zorlama da yoktu. Ancak amca-yeğen ilişkisi uygar dünyanın her yerinde ensest, yani aile içi ilişki anlamına geliyordu.

Orada ilk gerçeğimizle yüz yüze geldik. Türk Ceza Kanununda ensesti açıkça tanımlayıp suç sayan bir madde yoktu.  Türk Medeni Kanununun 129’uncu maddesi, evlat edinilmiş çocuklar dahil, ikinci derece akrabalar arası evliliği yasaklıyor, dolayısıyla konuyu yalnızca evlilik bağıyla sınırlı tutuyordu. Ceza Kanununun 102’inci maddesinde ise cinsel saldırının üçüncü dereceye kadar akrabalar arasında olması halinde verilecek ceza yarısı kadar artırılabiliyordu; ama özel olarak ensest ilişki tanımlanmıyordu. Ceza Kanunu akrabalar arasındaki cinsel saldırı olayını şikâyete tabi kılmıştı. Yani bir çocuk aile içinde kendisine tecavüz eden büyüğünü ancak mahkemeye gidip şikâyet edebilirse mağdur sayılıyor; bu nereden bakarsanız bakın, saldırganı koruyan, mağduru kurban durumuna düşüren çağdışı bir yaklaşım.  2012 yılında Ceza Kanununda düzenlemeler yapılırken saygın hukukçular ensestin ayrı bir suç olarak tanımlanmasını talep etmişler, ancak bu talep Meclis’te yankı bulmamıştı.

Bu arada Diyanet tartışmaya dâhil oldu. Durumu Kuran’a göre yorumlayan Başkan Vekili Ekrem Keleş, kuzenler, yani kardeş çocuklarına kadar evliliklerin “tavsiye edilmese de” kabul edilebilir olduğunu, ancak amca, dayı, teyze, hala ve yeğenleri arasındaki evliliklerin haram olduğunu, “afet” sayıldığını söyledi. Diyanet de konuyu kişi hak ve özgürlükleri, bakımından değil, evlilik kurumu bakımından değerlendiriyordu.

O günlerde Hürriyet’ten Melis Alphan, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü’den alıntı yaparak Türkiye’de ensest oranının yüzde 40’ı bulduğunu yazdı.

Alphan’a en sert eleştiri bir başka Hürriyet yazarından, Ahmet Hakan’dan geldi. Ahmet Hakan yüzde 40 rakamını “Yuh” sözüyle abartılı buluyor, “gönüllü” olan ilişkilerle olmayanların birbirinden ayrı değerlendirilmesi gerektiğini söylüyordu.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
ABD’yle ilişkilerde rüzgâr değişiyor: en muhtemel senaryo 19 Mart 2021 | 415 Okunma Mısır virajı ve “Ne diyorsam o” siyasetinin sonu 17 Mart 2021 | 931 Okunma MHP’nin “Fosforlu” kampanyası yeni Anayasayı yatırdı gibi 12 Mart 2021 | 1.601 Okunma Akşener’in Fosforlu Cevriye çıkışı putları kıran türden 11 Mart 2021 | 1.084 Okunma Papa Fransis’in Irak ziyareti, Türkiye ve İran 10 Mart 2021 | 292 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar