Atatürk’ü büyük yapan değerler...
Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Mustafa Balbay'ın bugünkü (10.11.2022)''Atatürk’ü büyük yapan değerler...'' başlıklı yazısı.
Mustafa Kemal Atatürk hakkında dünya ölçeğinde en iyi kitabı yazanlardan birisi olarak kabul edilen Lord Kinross’a bir söyleşide sorarlar:
-Atatürk, Hitler ve Mussolini ile aynı dönemde ülke yönetti değil mi?
Sorunun amacı bellidir!
Kinross, “doğrudur” der, özetle şu karşılığı verir:
Mussolini ve Hitler, sivil hayattan geldiler. Genel olarak demokrasi kuralları içinde yönetilen ülkelerini savaşa sürüklediler. Askeri üniforma giydiler. Başkomutan unvanı alıp ülkelerini yıkıma götürdüler.
Atatürk ise asker olarak hayata atıldı. Birinci Dünya Savaşı’ndan yıkım içinde çıkmış ülkesini işgalden kurtardı. Sonra askeri üniformasını çıkardı ve ülkesinin uygar ülkeler düzeyine çıkarmak için devrimler gerçekleştirdi.
Kinross, böyle bir soruya verilebilecek en iyi yanıtı kayda geçirmiş oldu.
Kinross’un bu bir kitabı yazma kararı, bu amaçla Ankara’ya gelmesi, yıllarca kalıp araştırma yapması ayrı bir öyküdür.
***
Hakkında hâlâ yılda ortalama 20 yeni kitap yazılan Atatürk, 21. yüzyılda yaşadığımız sorunlara çözüm arayışları başta olmak üzere pek çok alanda güncelliğini koruyor.
Atatürk, savaşların ve barışların kahramanı. Onu tarihteki öteki savaş kahramanlarından ayıran yönlerinin başında barışı ve toplumu daima daha ileriye götürmeyi hedeflemesi geliyor.
O, savaş meydanlarında elde ettiği zaferlerin tadını çıkarmak, meyvelerini toplamak yerine, “Bir ulusun kurtuluşu için olmadığı sürece, savaş cinayettir” dedi.
O, güçlü devlet kurup bunun gereklerini çevre ülkelere dayatmak yerine Doğu’da Afganistan, İran ve Irak’la Sadabat Paktı’nı, Batı’da Romanya, Yugoslavya ve Yunanistan’la birlikte Balkan Paktı’nı kurdu.
O, ülke içinde kurduklarının yanında uluslarası ilişkiler de kurdu.
Türkiye’nin etrafında tam bir barış halkası ördü. Bu anlamda yurtta barış, dünyada barış sıradan bir söz değil, hayata geçirilmiş bir gerçekliktir.
Üstelik bütün bunları, büyük devletler yeni bir dünya savaşına hazırlanırken başardı.
1991’de Soğuk Savaş’ın resmen bitmesinden sonraki 30 yılda Atatürk’ün dış politikasını bir nebze anlamış liderler tarafından yönetildiğimizi düşünün!
Dünya nereye giderse gitsin, Türkiye çok güçlü bölge ortaklıklarına giderdi. Atatürk’ün savaşlar kadar barışların da kahramanı olduğunu sıklıkla vurgulamamızın başlıca nedeni, bugüne seslenmek!