Bay Kemal... El Tayyip...
Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Mustafa Balbay'ın bugünkü (02.02.2022)'' Bay Kemal... El Tayyip...'' başlıklı yazısı.
Son anda bir değişiklik olmazsa 14 Mayıs’ta sandık görünüyor. “Son anda” vurgumuzun nedeni, tarihin her an değişebileceği havasının devam etmesinden.
Kısa bir süre öncesine kadar seçim tarihini Erdoğan’la Bahçeli’nin de bilmediğine dikkat çekmiştik. Bilmiyorlardı, zira kendileri için en uygun tarihi öngöremiyorlardı.
Şu aşamada görünen, Erdoğan’ın 3. kez aday olup olamayacağı tartışmasını diri tutmak. Anayasayı sonsuz yorumlama hakkı ellerinde olduğu için Millet İttifakı “hukuk” dediğinde, “Korkaksınız, Erdoğan’dan korkuyorsunuz” diyecekler. “Anayasa madde 101 çok açık. Bir kişi en çok 2 kez aday olabilir” dediğinde, “Millet Erdoğan’ı aday da yapar yeniden de seçer” diyecekler.
Dilin kemiği yok...
Siyasetin kuralı yok...
Demokrasinin kurumu yok...
Peşrevi kısa tutup Kılıçdaroğlu ile Erdoğan’ın salı-çarşamba atışmasını sütuna yatıralım...
Kılıçdaroğlu, adaylık çıtasını bir tık daha yükseltti, “Ben Kemal, geliyorum” dedi.
CHP Genel Merkezi’nde de Kemal Bey’in adaylığı borsa dili ile satın alınmış görünüyor. Koridorlarda şu konuşuluyor:
“Kemal Bey, MYK üyelerine milletvekilliği için başvurmayın, dedi. Bunun iki anlamı var; seçimden sonra iktidara gelirsek, bakanların milletvekili olmaması gerekiyor. MYK üyelerine bu yönde bir beklenti yüksekliği sundu... Madalyonun öteki yüzü de partinin Meclis grubunda büyük bir tasfiye olacağı...”
Bu koridor değerlendirmesinin altı üstü dolu görünüyor. Kemal Bey, iktidar hedefini göstererek elini çok rahatlatmış durumda.
6’lı masanın İYİ Parti dışındaki bileşenleri Meclis’e nasıl girecek?
Bu konuda oluşturulan komisyonların ciddi çalışmalar yaptığı, anketleri, önceki seçim sonuçlarını masaya yatırıp seçenekli adımlar sunduğu konuşuluyor. Muhtemel kimi illerde 6 partiden sadece biri desteklenecek. Böylece iktidarın küçük ittifakın daha az milletvekili çıkarması planının önüne geçirecek. Bakarsınız, Millet İttifakı daha yüksek oy alır, Cumhur hazırladığı oyunun kurbanı olabilir.
Kemal Bey’in suikast tehdidinden söz etmesi ne ölçüde gerçekçi?
Burada mesele Kemal Bey’in korkusuzluğu değil, halkın korkup ürkmesi!
CHP ne olursa olsun umudu en öne koymak ve umudu büyütmek zorunda.
Erdoğan’ın dünkü konuşması daha çok cevap verme ve bugüne kadar yapılanları anlatma zeminindeydi. Geleceğe dönük vereceği bir umut kalmamış görünüyor.
“Bay Kemal” söylemini Kılıçdaroğlu’nun alıp kabul etmesinden sonra Erdoğan bir süre bunu kenara koymuştu. Dün “Bay Kemal”e ek yaptı:
- Bay bay Kemal!