Bekir Coşkun: Tükenmez, yıkılmaz kale-m!
Bize, halk dahil kimseye dalkavukluk etmemek gerektiğini öğrettiniz. Eğer halk, yapması gerekenleri yapmıyorsa ondan da sözünü esirgemediniz.
Üç yıldır hep umutla sizden iyi haberler bekledik sevgili Bekir Ağabey… Umut sözcüğünü hep “umutlu” cümlelerde kullanırız ama sizi beklerken Nietzsche’nin şu sözü de belleklerimizi örselemedi değil:
“Umut en büyük kötülüktür, çünkü işkenceyi uzatır…”
Seyrek de olsa Sözcü’deki her yazınızda umudumuzu yükselttik. Hatta, “Bekir Abi yazı gönder” kampanyası mı başlatsak dedik ama bunun yaşadığınız bedensel acılar karşısında büyük haksızlık olacağını düşündük. 30 Eylül’deki yazınız sonbahar gibiydi:
“Yazı bilmem
Yazarım yazı bilmem
Bu yaz böyle geçti
Gelecek yazı bilmem…”
Şimdi s-onuncu köydesin! Sen de geçmişte kaybettiğimiz tükenmez kalemler gibi hepimizin içinde, sonsuzluktasın artık. Sadece insanlar değil, yeryüzündeki tüm canlılar için…
***