Çok medyalı tekseslilik!
Tek başına hükümet olma gücünü yitirdiği halde, parlamentoyu işlevsiz hale getirip iktidarı gaspeden AKP’nin medyaya yönelik tutumu ortaçağ zihniyetinden başka bir şey değil. Tarihin her döneminde iktidar...
Tek başına hükümet olma gücünü yitirdiği halde, parlamentoyu işlevsiz hale getirip iktidarı gaspeden AKP’nin medyaya yönelik tutumu ortaçağ zihniyetinden başka bir şey değil. Tarihin her döneminde iktidar gücünü elinde bulunduranlar öncelikle kamuoyunu yönlendirme gücünü de kontrol etmek istemiştir. Ancak AKP’ninki kontrol noktasını geçti.
Ya benden yanasın ya teröristsin, diyor.
Bunu yaparken de sanki medyayı yasaklamıyormuş, tam tersine önünü açıyormuş, çok sayıda yayın organının olmasını istiyormuş gibi hareket ediyor.
İleri demokrasi adı altında, her alanda olduğu gibi medyada da hayli ileri gidiyor!
7 Haziran seçimlerine giderken mengeneyi hayli sıkmıştı.
1 Kasım’a giderken, daha da sıkma niyetinde...
İyice sıktı!
O kadar sıktı ki, getirdiği pek çok yasak, kısıtlama, gözdağı kara mizah boyutlarına ulaştı. Klasik basını susturma yöntemlerine yenilerini ekledi. Eminim bunlar bugün olmasa bile yakın gelecekte ayrı bir bilimsel araştırma konusu olur. Sansür tarihindeki yerini alır.
***
Geçmişte de kullanılan, ama bugün geliştirilerek benzersiz hale getirilen yöntemlerden biri, muhalif gazetelerin ve gazetecilerin karşısına kendine ait olanları koymak. Böylece güya kendisi aradan çekiliyor, gazeteciler gazetecilerle “atışıyor”.
“Küçük” bir örnek vermek gerekirse; gazeteci görüntüsü altında öne çıkıp, işi ölüm tehdidine kadar götürenler var. Bunun soruşturulması için savcılığa başvurunca,“amma da abarttınız” diye pişkinliğe vurmak, ancak özel bir korumayla olabilir.
Cumhuriyet başta olmak üzere AKP’nin hoşuna gitmeyen yayın organlarına yönelik“dava” görünümlü baskıların artık haber değeri bile yok.