Eğit-Donat’ı bırak... Koru-Yaşat’a bak!
Suriye sorununa Rusya’nın da daha etkili şekilde müdahale etmesiyle konunun uluslararası boyutu genişledi. Bir süre önce başlayan, “Rusya, Suriye’ye savaşmak üzere asker gönderdi” haberleri...
Suriye sorununa Rusya’nın da daha etkili şekilde müdahale etmesiyle konunun uluslararası boyutu genişledi. Bir süre önce başlayan, “Rusya, Suriye’ye savaşmak üzere asker gönderdi” haberleri yalanlanmamıştı. Rusya - Suriye ilişkisinin sadece asker göndermek ile sınırlı olmadığı, Moskova’nın, Şam’daki etkinliğinin gelecekte de sürdürmek üzere kalıcı adımlar attığı ortaya çıktı.
Beşşar Esad’ın babası Hafız Esad da hem ülke içindeki hem bölgedeki gücünü korumak için en çok Moskova’ya yaslanmıştı. Türkiye’nin Batı Bloku’na, Suriye’nin de Moskova’ya yakın politika izlemesi nedeniyle aramızdaki 910 kilometrelik sınırın 500 kilometresi yıllarca mayınlı kalmıştı. Tarihin cilvesine bakın ki Suriye’deki iç savaş 20. yüzyılın ikinci yarısı boyunca devam eden Soğuk Savaş’ın, hatta 1. Dünya Savaşı’nın küllerini havaya uçuruyor. Konuyu tarihe boğmadan bugüne gelirsek; Rusya, Sovyetler döneminin çökmüş olmasına karşın ezeli sıcak sulara inme hayallerinden vazgeçmedi, vazgeçmeyecek. Bu sütunlarda Türkiye’nin politikasını bu gerçeğe göre belirlemesi gerektiğini yeri geldikçe vurguladık. İlhan Selçukböylesi durumlarda, “Eyvah yine haklı çıktık” derdi.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Moskova’ya gidecek. Bir günlük çalışma ziyaretinde cami açılışı ve Putin’le görüşme var. Rusya’nın Suriye politikasını yukarıda özetledik, Esad’ın feda edilmesinden yana değil. Batı da Esad’ın kısa sürede gitmeyeceğini görünce çoktan politikasını değiştirdi. Önceliği bu ülkedeki terör unsurlarıyla savaşmaya verdi. Hatta Amerikan kaynaklı, “Esad gitmese de olur. Bizim için önemli olan Suriye’nin bölgede istikrarsızlık unsuru olmaması” içerikli haberlerin sayısı arttı.