İran’ın dünya ile barışı
İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa ve Almanya arasında 17 gündür aralıksız sürdürülen nükleer görüşmeler dün anlaşmayla...
İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa ve Almanya arasında 17 gündür aralıksız sürdürülen nükleer görüşmeler dün anlaşmayla sonuçlandı.
İran’ın nükleer çalışmalarının sonunda atom bombasına ulaşacağı endişesi, 2000’li yılların başında bütün dünyaya hâkim olmuş ve 2003 yılında bu ülkeye ağır bir ambargo başlatılmıştı. Küresel aktörler sadece ambargo ile yetinmemiş, İran’ın uluslararası bankalardaki paraları da dahil olmak üzere ülke dışındaki tüm mal varlığı dondurulmuştu.
Genel beklenti İran’ın böylesine ağır bir ambargoyu kaldıramayacağı, çok geçmeden pes edeceği yönündeydi. Ancak İran’ı biraz tanıyanlar aynı topraklarda iki bin yıldır devlet geleneğini sürdüren ülkenin dünya dengelerinden yararlanarak, başını suyun üzerinde tutacağını düşünüyordu. Yazı aramızda biz de ikinci şıkkın öne çıkacağını öngörmüş, bunu sadece bu köşede kaleme almamış, 8 yıl önce “İran Raporu”başlıklı kitapta da kamuoyu ile paylaşmıştık.
***
Öngörümüz olağanüstü bir yeteneğe dayanmıyordu. Nükleer teknolojiyle ilk tanıştığı 1960’lı yıllardan bu yana dünyadaki her denge değişikliğini lehine çevirdiğini gördüğümüz İran’ın aynı başarıyı göstermesi doğal bir sonuçtu.
Nükleer teknolojiyle Şah döneminde Almanya sayesinde tanışan İran, sonra Amerika ile dostluğunu uranyum zenginleştirmeye çevirdi. Soğuk Savaşın sona ermesi, Rusya’nın içine düştüğü ekonomik sıkıntılar sonucu işsiz kalan bilim insanlarının İran’ın yolunu tutması usta bir ajan manevrasıydı. Rusya ile işler gerilince de Çin’e kadar uzanmak İran için zor olmadı.