Kafa tutmayla çanak tutma arasında…
Günlük siyasi gelişmeler, eleştiriler bir yana AKP ile birlikte Türkiye, yönü belirsiz, çizgisi olmayan, bir dediği ötekini tutmayan, dün “faşist” dediğine bugün “geleceğim sensin” diyen bir ülke haline geldi.
Eski-meyen gündem sahnede: AB’ye üyelik!
Erdoğan AKP Genel Başkanı sıfatıyla hafta sonunu partisinin bilumum Anadolu kongrelerine seslenerek geçirdi. Sanırım bir ara konuşmadı! Dile getirdikleri arasında 3-4 yazı konusu vardı. Bunca manevra elbet “yeni şeyler” söylemeyi gerektirir. Aslında söyledikleri yeni değil, yenileme…
Bilgi okyanusunda “Erdoğan-AB” yazınca en çok şu başlık çıkıyor:
“Eyy AB, sen yoluna ben yoluma…”
Hafta sonu ise şöyle dedi:
“Avrupa Birliği’nin bize verdiği sözleri tutmasını, ayrımcılık yapmamasını bekliyoruz. Kendimizi başka yerlerde değil, Avrupa’da görüyoruz. Geleceğimizi Avrupa ile kurmayı tasavvur ediyoruz.”
Türkiye’nin, o günkü adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) 1959 yılında yaptığı ortaklık başvurusunun 61. yılında, yeni bir “atışmalı diyalog” dönemi başladı.