Maaşa biraz zam... Enflasyon muazzam!
Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Mustafa Balbay'ın bugünkü (20.10.2022)''Maaşa biraz zam... Enflasyon muazzam!'' başlıklı yazısı.
Gerçi ciddi bir anlamı yok ama 2023 yılı bütçesi TBMM’ye sunuldu. Cumhuriyetin 100. yılı için hazırlanan bütçede daha yolun başında 4.4 trilyon gider, 3.8 trilyon gelir öngörülüyor. Açık şimdiden 600 milyar lirayı geçiyor.
Bunun anlamı şu:
Onu bunu dinlemeyeceğiz, seçim ekonomisi uygulayacağız.
2022 bütçesinde 300 milyarlık açık öngörülürken 800 milyar liralık ek bütçe yapıldığı dikkate alınırsa, 2023 için de böyle bir gelişme olacağını söylemenin geleceği görmekle ilgisi yok, malumun ilamı!
Maliye Bakanlığı Bütçe ve Kontrol Genel Müdürü Erdoğan Öner’in kaleme aldığı “Cumhuriyet Dönemi Türk Bütçeleri” başlıklı çalışmaya göre bugünkü anlamda ilk bütçe kanunu 1924’te çıkmış. O bütçede yılın başında 140.4 milyon lira gelir, 131.6 milyon lira harcama öngörülmüş. Yılın sonunda bütçe 5.2 milyon fazla vermiş.
Eskiden denk bütçe vardı, şimdi iktidarın keyfine denk bütçe var!
100 yıl sonraya, bugüne gelirsek...
Ankara’daki hava şu:
İktidar ekonomiyi düzeltme umudunu yitirdi. Bu gerçek Erdoğan-Bahçeli görüşmesinde de masaya kondu. Ekonomiyi düzeltmek için çırpınmak, önlemler aramak yerine, önümüzdeki yıl seçime kadar seçmenin gelirini artırmak, bunu öne çıkarmak, daha da artan giderini gündemin ikinci planına itmek hedefleniyor.
Asgari ücretin beş haneli rakamlara ulaşması bu anlamda mümkün. Varsın temel tüketim maddelerinin artışı asgari ücret zammını geçsin! Asıl olan “Maaşını artırdık, gözüne dizine dursun. Daha ne istiyorsun? Biz gidersek bu da olmaz” demek!
Bu durumun enflasyonu azdıracağı aşikâr. İktidar, asgari ücretliye şunu demeye hazırlanıyor:
7 başlı 14 kollu enflasyon canavarıyla mücadele etmek olanaksız hale geldi. Onu senin üstüne salıyorum, merak etme mücadele etmen için iki değil üç kürek veriyorum, sende de yürek var, birlikte mücadele edin!
Tartışma asgari ücret üzerinden yürüyor ama burada bir başka acı gerçek var:
Asgari ücret artık ortalama ücret haline geldi.
Gelir dağılımının dengeli olduğu ülkelerde asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 10-15 civarındadır. Türkiye’de ise yüzde 60’ı geçti. Mavi yakalı, beyaz yakalı, fiyakalı yok, asgari ücretli var!
Bu, toplumun yoksullukta eşitlenmesi anlamına geliyor.