Muhalefeti düşmanlaştırmak!
Fıkra bu ya; Nurbaki’yle Emrivaki uçağa binmiş. Havalandıktan bir süre sonra olumsuz hava koşulları nedeniyle uçak türbülansa girmiş. Derken uçak ani yükseklik kaybetmeye başlamış. Nurbaki...
Fıkra bu ya; Nurbaki’yle Emrivaki uçağa binmiş. Havalandıktan bir süre sonra olumsuz hava koşulları nedeniyle uçak türbülansa girmiş. Derken uçak ani yükseklik kaybetmeye başlamış.
Nurbaki telaşlanmış... “Eyvah, uçak düşecek” diye hayıflanınca Emrivaki kızmış:
“Ulan niye telaşlanıyorsun... Düşerse düşsün, babanın malı mı?”
***
İktidarın, kendisinden olmayan herkesi düşmanlaştırması, terörist ilan etmesi, bunun ülke bütünlüğüne vereceği zararı hiç hesaba katmaması, bu fıkraya benziyor.
İktidarda kalmamı sağlayacak her şey geçerlidir, mantığının ülkeleri nerelere götürdüğünü, yanı başımızdan okyanus ötesine dünyanın dört bucağında görüyoruz.
Erdoğan’ın tamamen tarafsız bir şekilde, ayrım yapmaksızın, seçimleri kazanmasına engel olabilecek herkesi “memleket dışı” ilan etmesi asıl beka sorununun nerede olduğunu gösteriyor.
Erdoğan “ana düşman” olarak CHP’yi bellemiş; onu çökerttiği, halkın gözünden düşürdüğü an, kendisini ülkenin tam hâkimi ilan edecek.
Şu sözcükler ülkenin herkesi kucaklaması gereken cumhurbaşkanına ait:
“Çöp... Tezek... Terör sevici... Terör örgütü sözcüsü... Pislik...”
Bunlar CHP için kullandığı tanımlardan bazları... Terörle mücadele için iki temel yol haritası vardır:
1- Terör örgütünü yalnızlaştırmak. Hiç adından söz edilmemesini sağlamak.
2- Teröre karşı en geniş birlikteliği kurmak.
İktidar bunun tam tersini yapıyor. Bunun gerçekten ülkenin bekası için zararlı olduğunu hesaba katmıyorsa yazık, katıp göze alıyorsa çok yazık.