Oy vermek başlangıçtır!

Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay bu hafta 'Oy vermek başlangıçtır!' başlıklı yazısını kaleme aldı.

Yerel seçimlere 32 gün kala, partilerin ve adayların kampanyası 32 kısım tekmili birden devam ediyor. Yarışa katılanların “kazanma” heyecanıyla büyük çaba harcadığını görüyoruz.

Oy verecekler ne durumda?

Geçen cuma günü İzmir Karşıyaka Belediyesi, Karşıyaka Kent Konseyi ve Cumhuriyet Okurlarının (CUMOK) ortaklaşa düzenlediği konferansta konuşmacıydık. Kent Konseyi Başkanı Selman Boyacıoğlu ve CUMOK temsilcisi Recai Şeyhoğlu’nun sunumlarının ardından, “100. yıl ruhu” başlıklı konuşmamızı yaptık. Soru-yanıt bölümünde yıllardır aydınlık Türkiye mücadelesinin içinde olan insanların ikili karamsarlık içinde olduğunu gördük:

1- Ülkenin geldiği nokta.

2- Bu karanlıktan çıkışın zorluğu.

Türkiye’nin durumunu okullara mezar sokan Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet’ten İliç cinayetine kadar her şey özetliyor. Buradan çıkış için yapılabilecekler, yapılması gerekenler nedir? Toplumun duyarlı kesimleri bu soruya tatmin edici bir karşılık arıyor.

***

Bir yurttaş konferansın sonuna doğru kestirmeden sordu:

- Umutlu olmam ve sandığa gitmem için bana bir neden söyler misiniz?

Yazının başında siyasilerdeki heyecanın seçmende ne ölçüde olduğunu sorarken kastımız buydu.

Tabanda 14-28 Mayıs’ın şokunun henüz atlatılmamış olduğunu gördük. Adayların belli olmasından sonra gözlerin sandığa yöneleceği, adaylaşma sürecindeki tartışmaların geride kalacağı beklentisi hâkimdi ama bunun o kadar kolay olmayacağı dikkati çekiyor.

Seçimli otoriter yapıdaki ülkelerde seçmen bir süre sonra seçimlerin değişim getirmeyeceği karamsarlığına kapılıyor. İktidar için başlıca amaç da bu zaten.

Türkiye’nin bu iktidara mahkûm olmadığını kanıtlayabilecek başlıca parti CHP. Bu bağlamda CHP’nin başlıca işi partiye gönül veren kadrolardaki karamsarlığı kırmak olmalı. Zira bu kesimler partinin toplum içindeki kılcal damarlarıdır.

Sandığa gitmek birey olmaktır.

Geleceğe yönelik bir duruştur.

Demokrasiyi yaşatmanın can suyudur.

Oy vermek bir başlangıçtır.

Elbette toplumun bütün kesimlerinden beklenemez ama bilinçli ve örgütlü yurttaşların oy verdiği partiyi denetleme, işlevini yerine getirip getirmediğini söyleme sorumluluğu vardır.

Sandıkta oyu olmayanın, demokrasi mücadelesinde yeri olmaz.

İş başa düştü. Hepimize düştü. Herkesin kendisine şunu sorması gerekiyor:

Ben yokum dersem kim varım diyecek?

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024 | 116 Okunma Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024 | 604 Okunma Çekin elinizi! 19 Kasım 2024 | 159 Okunma Şahsıma mektuplar (41) Hilezof! 16 Kasım 2024 | 87 Okunma Türk devletleriyle alfabeden başlıyoruz! 14 Kasım 2024 | 801 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar