Solun sola ettiği!
Siyasetin seçim süreçlerindeki beylik sözlerinden biri şudur: Bir bölen! Özellikle yerel seçimlerde, solda birden fazla adayın çıkmasıyla kıl payı kaybedilen şehirler listelense sütun yetmez. Sadece...
Siyasetin seçim süreçlerindeki beylik sözlerinden biri şudur:
Bir bölen!
Özellikle yerel seçimlerde, solda birden fazla adayın çıkmasıyla kıl payı kaybedilen şehirler listelense sütun yetmez. Sadece İstanbul ve Ankara’da yaşananlar durumu anlatmaya yeter.
Bugünkü AKP iktidarına giden yolun başı 1994 seçimleriydi. 1994’te İstanbul’da merkez sağın iki partisi ANAP ve DYP adaylarının toplam oyu yüzde 35’ti, merkez solun iki partisi SHP ve DSP adaylarının toplam oyu yüzde 33. RP’nin adayı Erdoğan yüzde 25’le seçimi kazandı.
Aynı seçimlerde Ankara’da SHP yüzde 21.4, RP yüzde 21.7 oy aldı. Melih Gökçek binde 3 farkla seçimi kazandı. Aynı seçimde CHP’nin oyu yüzde 2’ydi.
O gece seçimi SHP’nin kazandığı açıklandı, Gökçek itiraz etti. 5 bin farkla ertesi gün başkan Gökçek oldu.
Aradan 20 yıl geçti, 2014’te de sadece İzmir’de DSP’nin de aday çıkarması ya da CHP’den aday olamayan başkanların DSP’ye geçmesiyle 4 ilçe kaybedildi.
***
Aradan 25 yıl geçti. O günleri yazmayı gerektirecek bir tablo ile karşı karşıyayız.
24 Haziran genel seçimlerinde yasal dayanağı olan seçim ittifakı, 31 Mart yerel seçimleri için yasal bir zemin olmaksızın fiilen uygulanıyor.
Türkiye 1950’de CHP’nin yolu açmasıyla tek partili rejimden çok partili sisteme geçti. Bugün de Erdoğan- Bahçeli dayatmasıyla çok partili sistemden iki partili sisteme zorlanıyor. Yasal zemin de olmadığı için her anlaşmazlık anlık çözümlerle aşılıyor. “Jest yapma”, “aday çıkarmama”, “adayı ortaklaştırma”, adaylar ortaya çıkınca hangisi önde görünüyorsa ötekini çekme, bu seçimlere özgü yöntemler ol...