Bireysel ve toplumsal ayrımcılık ‘fıtrat’tan sapmadır
Allah insanlık âleminin, bir bedenin organları gibi veya bir ailenin üyeleri gibi birbirlerine yakın olmalarını, birbirinin dertlerini dert edinmelerini istemiştir. Öyleyse insanlığın nihai hedefi, bir beden gibi olmaları, bir aile...
Allah insanlık âleminin, bir bedenin organları gibi veya bir ailenin üyeleri gibi birbirlerine yakın olmalarını, birbirinin dertlerini dert edinmelerini istemiştir. Öyleyse insanlığın nihai hedefi, bir beden gibi olmaları, bir aile topluluğu oluşturmaları, bunun sonucu olarak barış ve dayanışma içinde olmalarıdır. Bireysel ve toplumsal bencillik, ayrımcılık, ırkçılık; bunların doğurduğu her türlü kötülük ve merhametsizlik ‘fıtrat’tan, yani yaratılış özünden sapmadır; insanın özünü kirletmesidir.
İslâmiyet insaniyettir; insaniyetsiz İslâmiyet olamaz. Müslümanlık iddiamızın içini dolduran en önemli manalardan biri insaniyetimizdir; hadislerde geçen ‘güzel ahlak’ (husnü’l-hulk) kavramının öncelikli anlamı da budur; yani insana saygımız, ona gösterdiğimiz yakınlıktır; onun dertleriyle dertlenmemizdir.
Ne demişti Peygamberimiz: “Müminler, aralarındaki ilgi, sevgi ve merhamet bağları bakımından bir organı hastalandığında diğer organlarının da acı çekip uykusuz kaldığı bir bedene benzerler.”
Bir defasında da şöyle buyurmuştu: “Bütün insanlık bir ailedir ve insanların Allah katında en çok sevileni, ailesine en çok faydası...