Bizim dünyada insan hakları
İslam’ın hükümlerine göre bir memlekette bir Müslüman zarar görüyor, acı çekiyorsa bunu önlemek diğer Müslümanlara farz-ı kifâyedir, önlemezlerse hepsi günahkârdır. İslam...
İslam’ın hükümlerine göre bir memlekette bir Müslüman zarar görüyor, acı çekiyorsa bunu önlemek diğer Müslümanlara farz-ı kifâyedir, önlemezlerse hepsi günahkârdır. İslam ülkelerinin çoğunda az veya çok sayıda insan grupları hak ihlalleri, işsizlik, yoksulluk, siyasi baskı, terör, mezhep çatışmaları gibi sebeplerle acı çekmektedir. Bunların hepsi bu ülkelerdeki “insan”ı değersizleştiren zihniyetten kaynaklanmakta, üstelik bu anlayışı -haşa- İslam’la ilişkilendiren fetvalar verilmektedir. Değerli bilim ve düşünce insanı Prof. Mehmet S. Aydın, 1998’deki “İnsan Hakları: Niçin İslamî Bir Yaklaşım?” başlıklı yazısında, “Şu ana kadar Müslümanların bu konuyla ilgili elde ettikleri birikim, Müslüman ülkelerde görülen insan hakları ihlallerinin rahatsız edici bir düzeyde seyretmesi, Batılı ülkelerin ve ilgili resmî veya gönüllü kuruluşların ciddi eleştirileri ve baskıları, İslâm dünyasında bu konuda yeni bir bilinç düzeyinin oluşmasına yardımcı oldu” diyordu. Diğer Müslüman ülkelerde yirmi yılda arpa boyu ilerleme olmadı. Türkiye’de ise o günlerde 28 Şubatçıların baskısı altındaki dindar kesimlerin insan hakları ve özgürlüklerine ihtiyaçları vardı. İnsan hakları üzerine konuşup yazanlarımızın, paneller, sempozyumlar düzenleyenlerimizin haddi hesabı yoktu. Hatta bazı radikal İslamcılar ideolojik karşıtlarıyla “insan hakları” ortak paydasında kanka olmuşlardı.