Din eğitimimiz: Bin yıl önce, bin yıl so
İslâm ülkelerindeki din eğitiminin Nizamiye Medreselerinden bile daha geride olduğunu birkaç defa yazmıştım. İşte bunun açık kanıtlarından biri: Aşağıdaki alıntılar, bin yıl önce...
İslâm ülkelerindeki din eğitiminin Nizamiye Medreselerinden bile daha geride olduğunu birkaç defa yazmıştım. İşte bunun açık kanıtlarından biri: Aşağıdaki alıntılar, bin yıl önce kurulan Nizamiye Medreselerinin hem öğrencisi hem baş müderrisi olmuş Huccetü’l-İslâm el-Gazâlî’nin, bir ara öğrencilerine de okuttuğu İhyâu ulûmi’d-dîn adlı kitabının “İyiliği yaymak, kötülüğü önlemek” başlıklı 19. bölümünden. “Yol kenarlarına yolu daraltacak, gelip geçenleri rahatsız edecek şekilde hayvan bağlamak, muhtesibin (zabıtanın) engellemesi gereken bir ‘münker’dir (çirkin ve yasak eylemdir), Sadece inme-binme ihtiyacını karşılayacak kadar bırakılabilir. Çünkü yollar ortak faydalanma alanlarıdır. Dolayısıyla hiç kimse oraları -ihtiyacı kadarının dışında- kendi özel menfaati için kullanamaz. Bu konuda uyulması gereken kural, adet olarak yollar hangi ihtiyaçlar için açılıyorsa onların dışında başka ihtiyaçlar için kullanmamaktır. ” Buradaki “hayvan bağlama”nın yerine mesela “araba parketme”yi yazarsanız, bunları günümüzde yazılmış bir kitaptan okuduğunuzu düşünürsünüz. Bu gerçekten dikkat çekici; ama bundan daha önemlisi, bu kuralın “Din İlimlerinin İhyası” adını taşıyan bir eserde yer almasıdır. Müslümanların Kur’ân-ı Kerîm’den sonra en çok okudukları kitap diye bilinen, yaklaşık bin yıl önce yazılmış bir eserde bile bu bilgi ve hükümler bu kadar net bir biçimde ifade edilmişken, günümüz dünyasında trafik ve park kurallarının en fazla ihlal edildiği ülkelerin İslâm ülkeleri olması, din eğitimi ve öğretimimizin ne kadar sorunlu olduğunu göstermeye yeter.