Fârâbî’ye göre devletin adalet işlevi
Fârâbî, Müslüman ve Türk dünyası olarak benzerini neredeyse hiç yetiştiremediğimiz on bir asır önceki bir değerimizdir. 870 yılı civarında Türkistan’da doğdu. İyi bir öğrenim...
Fârâbî, Müslüman ve Türk dünyası olarak benzerini neredeyse hiç yetiştiremediğimiz on bir asır önceki bir değerimizdir. 870 yılı civarında Türkistan’da doğdu. İyi bir öğrenim gördü. Bir süre hâkimlik yaptı. Orta yaşlarında İslam dünyasının batısına doğru ilim seyahatine çıktı ve Bağdat’ta karar kıldı. Özellikle felsefî alanlarda birikimini artırdı. Son yıllarını Dımaşk’ta (Şam) geçirdi ve 950’de orada öldü. Vefatından otuz yıl sonra doğan ve manevi öğrencisi kabul edilen İbn-Î Sînâ ile birlikte İslam felsefesinin en büyük iki isminden biri sayılır. Ahlak ve siyasete dair çok sayıdaki eserlerinden biri de bu yazımda yararlandığım Fusûlü’l-medenî, diğer adıyla Fusûl münteze‘a’dır (Türkçesi: Fusûlü’l-medenî – Siyaset Felsefesine Dair Görüşler, çev. Hanefi Özcan, İzmir 1987).
***
Fârâbî, İslam felsefesinde –geniş ölçüde istifade ettiği Aristo gibi- ahlak ve siyaset düşüncesine layık olduğu değeri ve ağırlığı veren nadir düşünürlerimizdendir. O, bir ülkenin bireylerini ve nesillerini bir araya getirip birbiriyle kaynaştıran en önemli gücün sevgi olduğunu düşünür....