Güvenli bir dünya için sorumluluğumuz
Batı dünyasında, “Aydınlanma” denilen bilim çağının başlangıcından, geçtiğimiz yüzyıla gelinceye kadar, insanlığın en azından bir kısmı, ‘Batı modernizmi’nin “hümanizm” üst başlığıyla sunduğu vaadlerin gerçeğe dönüşmesini umutla bekledi.
Fakat zamanla bu umut, Batı entelektüel çevrelerinde ve bilhassa Birinci Dünya Savaşı sonrasındaki modern sömürgecilik ve vekâlet savaşlarıyla birlikte dünyanın geri kalanında karamsarlık ve güvensizliğe dönüşmeye başladı. Aydınlanma ve bilim, maddi hayatın konforunu artırmada kısmen başarılı olsa da ahlâkî yücelik, ruh dinginliği, gönül zenginliği, gelecek güvenliği, küresel adalet, küresel adil paylaşım gibi konularda beklentileri karşılamadı; bu konularda şartların giderek daha da kötüleştiği yönünde kaygıları artıran yığınla gelişmeler oldu ve oluyor. Gelinen noktayı eleştirenlerden Alman yazar ve şair Enzensberger, meşhur Titanic faciasını, Titaniği üreten modern “Batılı bilim”in tüm insanlığı batırması olarak yorumlar.